31 Aralık 2009 Perşembe
Ali Turan geldi, Emre Güngör nereye?
30 Aralık 2009 Çarşamba
Petrescu Kuban'da!
Bir boş umut daha gitti..
28 Aralık 2009 Pazartesi
Keyta, Keita'yla Buluşuyor
Barcalı Milan!
26 Aralık 2009 Cumartesi
Spalletti!
Roma bu adamı kovup yerine Ranieri'yi getirmekle ne kadar büyük bir hata yaptıysa, Zenit St.Peterburg da Advocaat'ın yerine kendisini getirmekle o kadar doğru bir iş yaptı. Zamanla hepimiz bunu göreceğiz zaten.Urziceni'den Bir Süpriz Daha!
Özellikle bu sene şampiyonlar liginde aldıkları sonuçlarla yılın süpriz takımlarından biridir bana göre. Gruptan çıkma ümitlerini son maça kadar taşıyabildiler. Deplasmanda Lehmann'ın da böbrekleriyle destek olduğu Stuttgart'a 3-1 yenilerek üçüncü oldular, UEFA Avrupa Ligi'nde yollarına devam ediyorlar..Aşk Dediğimiz Şey!

20 Aralık 2009 Pazar
Korkaklar Ordusu

Milliyet'ten Nilay Yılmaz "korkaklar ordusu" başlıklı yazısıyla güldürdü. Güzel bir Hıncal Uluç eleştirisi olmuş. Bütünlüğündeki anlam kaçmasın diye, yazının tamamını aşağıya yapıştıyorum. Buyrun.
Korkaklar ordusu!
Korkmak: 1.Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak, 2.Kaygı duymak, endişe etmek, 3. Çekinmek, sakınmak, saygı duymak, 4. Yapamamak, cesaret edememek.
Korkak: Çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan).
TDK’nin sözlüğünde böyle diyor.
Bence oraya “Hıncal Uluç’un ağırlıklı olarak teknik direktörler için kullandığı, ancak zaman zaman basının da nasibini aldığı tanımlama” diye de ekleyebilirler.
Google’a “korkak, Hıncal Uluç” diye yazdığınızda karşınıza çıkan yazıları okumaya takatiniz kalmaz. Benim kalmadı. Yok yok. Ama gözümden kaçanlar vardır mutlak, kusuruma bakmasınlar. İşte size geçmişten günümüze “korkaklar” listesi:
Mircea Lucescu: “Lucescu’ya korkak diyorum, sonra da üzülüyorum. Çünkü biz, bir korkaklar ligi oynuyoruz. Teknik direktörlerin tamamı neredeyse sahaya yenilmemek için çıkıyorlar.” (23.12.2003)
George Hagi: “Galatasaray’ın ne yazık ki, fikri sabitlerinden kurtulamayan korkak bir hocası var.” (02.10.2004)
Levent Bıçakcı: “Bıçakcı anlaşılması zor bir adam. Konuştuğum zaman akıllı, analizci, sorunları çok iyi gören bir kişi. Ama işin başına geldiği zaman bir o kadar aciz, korkak, çekingen, sessiz. Otorite kuramıyorsan bırak. İstifa etmek de bir erdemdir.” (22.02.2005)
Eric Gerets: “Eğer bu Gerets futboldan anlıyorsa, ben atom fiziği uzmanıyım. Niye Cihan ve Mehmet böyle bir anda? Çünkü korkak Gerets artık kazanmayı düşünmüyor.” (14.09.2006)
Tigana ve Zico: “Fenerbahçe’nin ne oynadığını da gördük. Sözüm ona düzgün oynadığı birinci devrede 2.5 tane şutu var. İkinci devre hiç yok Fenerbahçe hücumda. Kapanmış kendi sahasına. Çünkü Zico, Tigana’dan daha korkak.” (09-05-2007)
Karl-Heinz Feldkamp: “Beşiktaş’a karşı 11’e 11 oynamak gerek, 11’e 10 oynayamazsın. İki; burası çok önemli, aynen Gerets gibi, Kalli’de de korkak Türk spor medyasının ve yorumcularının tesirinde kalarak, hücum futbolundan, savunma futboluna ricat görüyorum.” (02.10.2007)
Fatih Terim: “Terim’in, Portekiz’den korkacağını hiç tahmin etmiyordum. 26 kişilik kadro yanlış, gönderilen 3 kişi yanlış, o 23’ten seçilen ilk 11 yanlış, taktik yanlış, takımı kenardan izlemesi yanlış Bu Fatih Terim felsefesinin, imajının iflasıdır. Rakibe göre seçim yapıyorsan bu işi bırak. Takıma güvenen birisi gelsin. Fatih Terim, Portekiz’den korkmuş, dizleri titremiş.” (10.06.2008)
Ömer Üründül: “İnsan olarak bir pırlanta. Ama futbol bilgisi, üç beş cümleyle sınırlı. Üstelik fena halde korkak. Risk alanları yermeyi marifet sayacak kadar korkak. Yani bir yerde maçı ATV’de izleyen gençlere kötü yaşam dersleri veriyor. Korkaklığı kendisi için de geçerli. Cesur yorumlar yapamıyor, durumu idare ediyor. (24.06.2008)
Michael Skibbe: “Galatasaray açısından 1 puanla, sıfır puan arasında hiçbir fark yok, ama Skibbe açısından var. Yenilirse şutlanabilir, ama berabere kaldığı sürece kalır. ‘Korkak bezirgan; ne kâr eder, ne ziyan.’” (02.09.2008)
Şenol Güneş: “2002’de Şenol Güneş’in korkaklığına kurban gittik. Türkiye’nin, Dünya Şampiyonu olacağına Şenol Güneş inanamadı. Öyle inanamadı ki, ben aylar öncesinden ‘Dünya futbolunda büyük düşüş var. Biz, burada şampiyon oluruz’ dediğim zaman bunu ‘Hıncal Uluç, Türkiye’nin dünyadaki yerini anlatmıyor. Bana saldırmak için zemin hazırlıyor’ diye yorumladı. Düşüncesi buydu. Bu kafadaki bir teknik direktör ile ancak onu yapabilirsin.” (09.09.2008)
Mustafa Denizli: “Tello var, Yusuf var sahada üçüncü oyun kurucu olarak Serdar Özkan girdi. İleride bir tek Bobo var. Pes Mustafa hoca ya! Vallahi pes! Sen bu kadar korkak olduktan sonra ben başka hocalara ne diyeyim! Türkiye’ye hücum futbolunu getiren adam Mustafa Denizli. Şimdi dudağa uçukluyor hücum futbolu oynamaktan.” (11.02.2009)
Bülent Uygun: “Sivas arayı çoktan açardı, ama Bülent Uygun’un korkaklığı yüzünden o da alakasız puanlar verdi. Her maçın ilk 45 dakikasını ‘hele bir yatalım da ondan sonra bakarız’ diye geçiren bir hocayla bir takım nasıl şampiyon olur?” (11.02.2009)
Bülent Korkmaz: “Eğer Adnan Polat olsaydım, eğer Galatasaray başkanı olsaydım Bursa maçının bittiği anda Korkmaz’ın işi biterdi. Hiç kimsenin Galatasaray’ı bu kadar aşağılamaya hakkı yok. Ayrıca gördüm ki, futbolun f’sinden haberi yok. Ayrıca gördüm ki, Galatasaray’ı hiç bilmiyor. Ayrıca gördüm ki, soyadının tam tersine müthiş bir korkak.” (10.03.2009)
Mesut Bakkal: “Manisaspor korkak hocası yüzünden (Fenerbahçe karşısında) mağlubiyeti hak etti.” (16.09.2009)
Frank Rijkaard: “Korkak ya, Rijkaard. Korkak. İki forvetten kork, ille iki ilave kazma ile oyna. İki ön libero eklemesiyle dört stoper. Niye? Dudağını uçuklatacak rakip mi çıktı karşına bugüne dek, Türkiye’de Avrupa’da?” (06.10.2009)
Madem kimseyi beğenmiyor, bir hoca önersin de tüm kamuoyu rahat etsin diyeceğim ama, geçen hafta “Rijkaard’ı alsınlar, ben geçeyim yerine, nelerin değiştiğini görürsünüz” dedi.
Buradan varacağımız sonuç şu ki; herkes korkak, Hıncal Uluç değil!
Nilay Yılmaz / Milliyet
Galatasaray-1 Gençlerbirliği-0 /OH BE!
Taraftarın dün geceki mesajı çok netti. Şu takıma Messi'yi de getirsen taraftarın adamı bellidir :) Daddy Cool dün yine muhteşemdi. Çok gol kaçırdı ama kevgir etti savunmayı. Karşısında 19'luk Mahmut ve 21'lik solbekten devşirme Aykut'u bulunca sadece oyun zekasıyla pozisyonlar buldu. O kadar çok darbe aldı ki başkası alsa çoktan siner,bırakırdı ama O'nu farklı kılan bu özelliği.Daha da hırslandı. Hakem çifte standart yaptıkça Kewell, Kuddusi'yi de yenmek gerektiğini farketti. Sayılmayan golü o kadar güzeldi ki ofsayt kuralının ne kadar saçma olduğunu düşündürdü hepimize :) Ki bence Lig Tv çizgiyi yanlış çizmişti,ofsayt değildi. Neyse konudan sapıyorum yazdıkça yazarım mevzuu Kewell olunca. İyi ki varsın Daddy Cool,bizimle kal,buralarda kal lütfen...
Sahanın en kötüleri Kuddusi'yle beraber Servet ve M.Sarp'tı. Servet'in topla oynaması engellenmeli. İlk geldiği sene 11 Türk,iman gücü falan diyorduk,topla oynamasını 40 metre driplingini falan hoşgörüyorduk. O sene bitmeyecek bir kredi sağladı Servet kendine. Geçen sene teknik bi takım kurduk ama aklımız önceki senedeydi. Kimse oyunu hala niye Servet'in kurduğunu,topları niye Servet'in dağıttığını doğru düzgün sorgulayamadı çünkü o bizim Ayıboğan Servet'imizdi ve onu sorgulayamazdık. Meira hep tu-kaka oldu bizler için. Sık sık derdim futbol muhabbetlerinde "madem oyunu Servet kuracaktı,bu Meira'ya niye çuvalla para verdik?". Meira oyun kurmasına izin verilmediği için en büyük özelliğini gösteremedi bizlere. Yanındaki elemanlar da her maç değiştiği için bir türlü uyum sağlayamadı ligimize ve mükemmel futbolcu,berbat teknik direktör Bülent Korkmaz gönderdi Meira'yı. 
Kuddusi Müftüoğlu...Son yıllarda gördüğüm en kötü hakemdir. Hem kötü hakem hem artniyetli hakemdir kanımca... Dün yine çaldıkları,çalmadıkları ve çalamadıklarıyla berbattı... İlk yarı 3 tane sarı kart var en az,hepsini es geçti. Uğur Uçar'ın Hurşut'a arkadan dalması sarı karttır. Kerem Şeras'ın orta sahada arka arkaya yaptığı 4 faul var ki bunların 2'si arkadan çekme,sarı karttır açık. Ki aynı Kerem baktı ki hakem yok sahada Kewell'a sol çizgide sağlam bir tekme attı. Kuddusi o an çıkarabildi sarı kartını ancak. Keita hakemin üstüne yürüdü sarı kart gördü,sarı kartlı Kerem yapınca hiçbir şey yapamadı Kuddusi. Aynı şekilde Keita'nın sarı kartı varken Aykut'a attığı tekmede faul bile çalamadı,atmak zorunda kalmamak için...
19 Aralık 2009 Cumartesi
Beşiktaş-2 Bursaspor-3 /Hatalar Silsilesi
Maçı çok istememe rağmen izleyemedim. Sporx'in canlı anlatımından takip ediyordum,Beşiktaş 2-1 öne geçince Denizli, Uğur İnceman'ı alır orta sahayı tutup maçı alır diye düşünüyordum. Ferrari sakatlanınca planlar değişebilir,İbrahim Kaş girer diyordum ki Yusuf'un girdiğini okudum. Ferrari Türkiye'nin üstünde bir stoper. Yerine giren Yusuf dünkü yağmur-çamur sahada asla oynayamayacak bir oyuncu. Yani bu kırmızı kart görmeden takımı eksik bırakmaktır kanımca. Tabata bile girse Yusuf'tan daha etkili olurdu,sonuçta fizik gücü olarak Yusuf'un üzerinde bi oyuncu. Yusuf'un girmesi affedilemez bir hataydı, en azından Bursaspor affetmez diye düşündüm ki affetmedi de. Rakip Sivasspor,Ankaragücü ayarında bir takım olsa Beşiktaş maçı kazanırdı ama Bursaspor,Kayseri,Gençlerbirliği ayarında takımlar affetmez. 18 Aralık 2009 Cuma
Galatasaray-Atletico Madrid/ Erken Final

Yok Artık Lebron James!

Hürriyet gazetesi büyük bir habere imza atmış... Daum mu dalga geçiyor yoksa muhabirlerin kafaları mı güzel bilmiyorum ama Fotospor aynı haberi yapınca bu kadar garipsememiştim. Velhasıl Daum'un açıklamaları bu şekildeymiş.
"Farklı bir 11 gördük. Zaten herkesin görevini en iyi şekilde yapacağına emindik. Uğur güzel bir golle döndü özgüvenini geri kazandı. Uğur’un attığı gol mükemmeldi ve 0 riskliydi. Santos’un birçok iyi pozisyonu vardı. İyi hareketler yaptı, bazı pozisyonları gerekmeyen şeyleri yaptı ama ilerdeki maçlarda düzeltecek biliyoruz. Genel olarak güzel ve düzgün oynadı. Ofansta rakibin kalesine yakın yaparsa güzel bunlar lazım defansta görmek istemiyoruz tehlikelidir. Son sözler daha konuşulmadı takım olarak yarın uğurlayacağız bu kalitede Türkiye’de en iyi futbolcu vedalaşmasını gördüğünüzde üzüntü veriyor. benim umduğum maalesef olmadı. Benim istediğim onunla şampiyon olduktan sonra uğurlamaktı ama olmadı. Cristiano Ronaldo’yu transfer edeceğiz."
http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/13236865.asp
P.S: Haberi ekşisözlükte gördüm. Foto da oradan aparmadır.
15 Aralık 2009 Salı
14 Aralık 2009 Pazartesi
Henrik Larsson
Dominguez La Liga'da!
Alejandro Damian Domiguez Valencia'ya imza attı. Bazılarımız Gökdeniz ve Hasan Kabze için Rubin Kazan'ı izlerken farkına vardık Domiguez'in,bazılarımız da Şampiyonlar Ligi'ndeki maçlarla beraber. Ben özellikle Kabze için izlemiştim Rubin'i geçen sene ve Dominguez'i farkettim. Muhteşem bir yetenek,durdurulması çok zor. İlk izlediğimde "Galatasaray alsa ne güzel olur." diye düşünmüştüm ki,ufak bir araştırma sonucu adamın zaten yıldız olduğunu,almamızın kolay olmadığını anladım! Bu Ülkeden Carlos Geçti!
İlk geldiğinde tipik ezeli rakip çirkefliğiyle "yaşlı,bastonla gelseydi,gezmeye geldi oynamaz." tarzı yorumlar yapmıştım fakat insan düşününce ülkemizden Carlos geçti yahu. Real Madrid ve Brezilya Milli Takımı'nda izlerken imrendiğimiz adam Carlos... Bundan 4-5 sene önce hiç aklınıza gelir miydi Roberto Carlos'u Diyarbakır'da,Sivas'ta,Antep'te görebileceğiniz???12 Aralık 2009 Cumartesi
Tuncay ve Goolll...

Elano Sorunsalı ve Arda

Antalyaspor-2 Galatasaray-3 / Keita ve Elano


Ve Daddy Cool. Forvette oynadı bugün ve yine çok çalıştı,elinde ne varsa sahaya koydu. Hagi'yle beraber Galatasaray'a gelmiş en kariyerli,en candan oynayan,en sempatik yabancıdır! Gitme bizi bırakma Daddy Cool,burda kal sembol ol!
Elano golü kime hediye etti göremedim ama bana Adnan Polat'a gibi geldi :) Necati'nin kafası direkten döner dönmez kuzenlerime bu maçın kırılma anıdır bu maç dönecek dedim ki çok geçmeden Elano golünü attı. 3'ü atar mıyız sorusuna da rakibin aklı kaçan golde şimdi 3'ü de atarız dedim ki onu da yaptık :) 3.golde Şenolcan isimli solbek Keita'ya aynı Carlos gibi,Sancak gibi yapıştı ki korktum yumruk atacak diye ama atmadı gitti golü attırdı Kader,akıllanıyor mu ne :) 8 Aralık 2009 Salı
Türk Televizyonlarının En Karizmatik Sahnesi!!
Bu aralar dizilere biraz fazla taktım farkındayım ama sinir bozucu haftsonunun ardından pek de futbol konuşmak istemiyorum. Ezel'de kanımca Türk televizyon tarihinin en karizmatik sahnesine imza atıldı dün. Ramiz Dayı resmen "posta nedir, nasıl koyulur"u uygulamalı olarak gösterdi, buyrun..
Forvet Cenneti Bursa!
6 Aralık 2009 Pazar
Atletico Geliyor!
Forvet hattında bu muhteşem ikili varken bu takım nasıl başarısız oluyor,akıl almaz!Şu ikisini al Barca'nın forvet hattına monte et,ne Ibra aratırlar ne Henry :) 5 Aralık 2009 Cumartesi
Geçmiş Olsun Önder Turacı!
Geçmiş olsun Önder. İntihar diyenler falan var ama ben hiç sanmıyorum. Fakat duş alırken düştü gibi basit bi açıklama da inandırıcı değil. Benim düşünceme göre alkollüydü ve bir şeye sinirlenip elini cama vurdu. Tabi ki bu sadece benim düşüncem. Fakat Fenerbahçe Kulübü Kazım'dan dili yanmış olacak ki direk Önder'i suçlayan bir açıklama yayınlamış. Futbolcumuz Önder Turacı sakatlığı sebebiyle Eskişehirspor maçı kadrosuna alınmamıştır. Tedavi olması ve dinlenmesi gereken Önder Turacı, gece geç saatlere kadar bir gece kulübünde eğlenmiş ve daha sonra evine gitmiştir.
Evde sebebini bilemediğimiz bir hadise sonrası sağ el bileğinde radial atar damarında ve el bileği kirişinde kesik oluşmuştur.
Bu nasıl bir açıklamadır. Tamam,haklısınız Önder densizlik etmiştir de bu açıklamanın bi manası var mı? Oyuncunu kurtlar sofrasına atmak değil midir bu? Ve son bir soru aynı şeyi Guiza,Carlos yapsa bu açıklama yapılabilir miydi?
Plaka Kimin?
Grupları Charlize Belirledi!
Gruplar belli oldu. Dünya futbolunun kodamanları ordaydı. Katılan takımların hepsinin hocası,bazı oyuncular,genel menajerler vs vs. Fakat gecenin en güzel olayı Charlize Theron'du. Daha önce ABD'deki Chelsea-Inter maçı öncesi Chelsea formasıyla görmüştük güzel oyuncuyu. Bugün yine tüm güzelliğiyle kura çekimindeydi. Yanında da futbolun aktörü David Beckham vardı. Futbolu güzelleştiren şeyler bunlar,bunlar dediysem güzelleştiren Charlize gerisi teferruat :) 
Başımız Sağolsun!

4 Aralık 2009 Cuma
Geniş Arda!

Galatasaray-1 Panathinaikos-0 /Lideriz!
3 Aralık 2009 Perşembe
En İyisi Mesut
Polemik ve Muhteşem Goller

Rekor : 0-18
Ron Artest ve Hennessy
Los Angeles Lakers'ın bu seneki bombası Ron Artest yine ilginç açıklamalarda bulunmuş. Chicago Bulls'ta oynarken devre aralarında Hennessy (konyak markası) içtiğini söyleyen Artest buna neden olarak da Bulls'un o dönemde aldığı kötü sonuçları göstermiş.* Ben Wallace ile yeniden kavga etmeye hazırım. 10-15 maç ceza alacağımı bilsem de bunu yaparım.(altta resmi var,ayrıca videosu Youtube'da mevcut.)
* 2009 Batı Konferansı finallerinde hakem Joey Crawford bana "Kim takar Houston Rockets'ı!?. Kobe Bryant sahada." dedi.
* Bütün kariyerimi Indiana'da geçirebilirdim. Ama ben kötü bir takım arkadaşıydım ve gönderilmeliydim bu yüzden takasımı istedim.
* Profesyonel boksör olmaya hazırlanıyorum. İki yıldır idman yapıyorum. Dört yıl sonra ilk boks maçımı yapmak istiyorum.

Hoşgeldin!
2 Aralık 2009 Çarşamba
Mancini Güney Afrika'ya!

1 Aralık 2009 Salı
Adamsın Pep!

İtalyan gazeteci : Rijkaard’ın gidişinden sonra bu takım nasıl kısa sürede 3 kupayla sezonu kapadı ve yine 3 kupada oynuyor?
Joseph Guardiola : Yanılıyorsunuz. Bu takım kazanmayı Rijkaard ile öğrendi. Rijkaard, Barça’ya cesur futbolu öğretmeseydi, şu anda bu başarıdan bahsedemeyecektik.O'nun yaptıkları ve kazandırdıkları ortadadır...
Sazan Mevsimi Başladı!

Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız. El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.
Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz.
Harun & Djibril

Muhteşem bir potansiyele sahip olan ama bir türlü hak ettiği yere ulaşamamış iki insan düşünün. Biri topçu biri popçu..Sezen Aksu'nun vokalistiydi Harun Kolçak. Onno Tunç destekli ilk albümü, o döneme göre ilginç klipleriyle (hoş bugün izleyince de ilginç geliyor) müthiş bir patlama yaptı. Arkasından gelen şöhret, para, konserler, hayranlar.. Ama sonra bir türlü gerisi gelmedi. Ne yaptıysa olmadı. Bendenizle düetler, yardım konserleri, reklamlar; ama nafile! Bunalım da beraberinde geldi tabi. Başladı saçıyla başıyla oynamaya. O kadar hızlı değişime uğruyor ki virüs olsa bu kadar çabuk mutasyon geçirmez. Din değiştirmeler, ilginç açıklamalar. Mesela "konserime uzaylılar geldi, yüz bin şahidim var" bunlardan bir tanesi. Ülen hadi konserine uzaylılar geldi diyelim, yüz bin kişinin senin konserinde ne işi var! Çoluğun çocuğun maskarası olursun işte böyle:)
Bu sese/bu yeteneklere bu kötülüğü yapmayacaktınız beyler..








