Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

7 Mart 2012 Çarşamba

Deplasman Golü Saçmalığı!

Dün bir kez daha bu deplasman golü uygulamasının ne kadar saçma olduğuna şahit olacaktık ki ilk yarıdan çok farklı bir ikinci yarı izledik Arsenal-Milan maçında. Ama yine de ben örneği vereceğim. Dünyanın en formda takımlarından biriyle eşleşiyorsunuz. İlk maçı deplasmanda 4-0 kaybediyorsunuz. Kendi evinizdeki ikinci maça çok iyi hazırlanıp fırtına gibi başlıyorsunuz. İlk devreyi 3-0 önde kapatıyorsunuz. Ama bu deplasman kuralı denen saçmalık yüzünden devre arasında şöyle bir gerçekle yüzyüze geliyorsunuz: "Aman allahım, eğer bir gol yersem ikinci yarı üç gol daha atmam gerekiyor." Allah aşkına böyle bir saçmalık var mı? Biri bana bu kuralın mantığını açıklasın lütfen!

6 Mart 2012 Salı

Fenerbahçe Taraftarının Ahlak Kavramı!!

Buse Terim'e yapılan bu saldırıyı savunmaya çalışanların zürriyetine iyi dileklerimi sunayım öncelikle. Buse, Fener taraftarını kızdıracak bir twit atmış olabilir, tam olarak bilmiyorum ama "Kadıköy'ü ateş bastı" gibi bir şeydi sanırım. Buna tabi ki cevap verilecektir, verilmelidir; zira tribüncülüğün taraftarlığın zevki buradadır. Ama kardeşim verilecek cevabın da bir seviyesi olur. Kız "Necati kadiköy'de ananızı bilmemne yapacak" dememiş ki. Onun yazdığı ayarda güzel bir cevap hem Buse'nin bu gereksiz çıkışına kapak olurdu, hem de fener taraftarına moral olurdu. Ama bu yazılan nedir allah aşkına ya. Ulan hadi birkaç beyinsiz yazdı diyelim. Ki bu beyinsizlerden malesef her klüpte var. Ama bu hashtag wolrdwide tt olmuş mına koyim. Bak worldwide diyorum, Turkey değil! Yani bir avuç beyinsizle açıklanacak bir olay değil bu, ortada çok ciddi bir ahlak problemi var. Ve malesef bu problem fener taraftarında ben kendimi bildim bileli var. Alpay'ın karısına, Jardel'in karısına yönelik hazırladıkları dev pankartlar, besteler hala hafızamda. Şimdi de Fatih Terim'in kızı.. Sırada ne var Metin Oktay'la Hakkı Yeten'in ailesi mi???

4 Mart 2012 Pazar


Gereğinin yapılması adına…
Galatasaray Başkanı Sayın Ünal Aysal, Yönetim Kurulu üyeleri ve sevgili Galatasaraylılar..

ultrAslan olarak Türkiye'de 3 Temmuz'dan bu yana yaşanan sürecin içine çekilmeye çalışılan kulübümüzde yaşananları yakından ama mümkün oldukça olaylara müdahil olmadan takip etme yolunu tercih ettik.

Bu tavrımız kimse tarafından yanlış anlaşılmamalıdır. Zira bizler Galatasaray terbiyesi, etik ve ahlaki değerlerine her zaman saygılı ve durmamız gereken yeri bilerek hareket ettik. Ancak yaşanan süreçte Galatasaray'ın adını geçmişte yaşandığı iddia edilen bazı olaylarla gündeme getirmeye çalışan ve kulübümüzün üstüne pislik atarak kendilerini aklama çabasına girenlerin tavırları karşısında bu açıklamayı yapmamız zorunlu bir hal almıştır.

Öncelikle Galatasaray'da kim olursa olsun ve her ne yaparsa yapsın Başkanlık makamına saygı esastır. Bu saygı, başkanlarımız ve yöneticilerimiz görevleri başında olduğu sürece değil, her dönemde devam etmelidir. Galatasaraylılık bu demektir ve bunun gereğini yapmayanların hangi sıfatla olursa olsun bu kulüp çatısı altında bulunması affedilemez bir hatadır.

2006 yılında yaşadığımız o tarihi şampiyonlukta emeği geçenlerden biri  olan dönemin Futbol Şube Sorumlusu eski Başkanımız Sn. Adnan Polat'a karşı başlatılan linç kampanyası maalesef Galatasaray'ın içinden çıkan bir mektupla başlamış ve Galatasaray hiçbir şekilde adının dahi geçmediği bir soruşturmaya bu mektup yüzünden çekilmek istenmiştir.

Elbette Sayın Adnan Polat ve dönemin yöneticileri bu konu hakkında gerekenleri yapacaktır ve bizim onlara güvenimiz sonsuzdur. Ama bizim Galatasaray Yönetim Kurulu ve Sayın Başkanımız Ünal Aysal'dan beklentimiz Galatasaray'ın başına bu çorabı örenlerin kulüple ilişkisinin derhal kesilmesidir.  Eski başkanını tehdit etme terbiyesizliğini gösteren, yazdığı tehdit, yalan, iftira dolu mektubu basına servis ederek Galatasaray'ın adını küçülten, Galatasaray'a görevde olduğu ve olmadığı her dönemde zarar verdiği yönünde hakkında çok açık ve çarpıcı iddialar bulunan,  Galatasaray'a hizmet aşkıyla gece gündüz çalışan kişilerin önünü kesmek ve Galatasaray'ın yoluna taş koymak için çabaladığı tüm Galatasaraylılar ve kamuoyunca malum olan, her eylemi ile Galatasaraylılığa ihanet eden bu şahıs Bülent Tulun'dan başkası değildir! Bu şahıs Galatasaray'ın Brütüs'üdür!

Biz gözümüzün önünde cereyan eden bu duruma kayıtsız kalmayacağımızı ve perde arkasında neler olduğunu da çok iyi bildiğimizi de söylemek istiyoruz. Bizler Galatasaray için gecesini ve gündüzünü birbirine katan, evinin yolunu unutan başta Fatih Terim ve ekibi ile birlikte, Oktay Mahmuti, Sedat İncesu, ve diğer tüm hocalarımız ile sporcularımızın yanında duruyoruz! Onları üzecek, incitecek herhangi bir tavır içine giren ya da buna tevessül edenlere de en sert dille tepkimiz koyacağımızı, Galatasaraylılığa yakışmayan tavırlar ve küçük hesaplar içinde olan Brütüs'lere de gereken tavrı alacağımızı açıkça ifade ediyoruz.

Siz değerli büyüklerimizden beklentimiz de adımını attığı her yeri karıştıran, 107 yıllık kulübümüzü mahkeme koridorlarında savunma yapmaya mecbur hale getiren, kulüp içinde iç huzuru bozan ve her şeyden önemlisi yazdığı mektupla Galatasaray Başkanlık makamını tehdit etme cür'etini gösteren bu Brütüs hakkında gereğini yapmanızdır. Sayın Başkanımız Ünal Aysal'ın "Danışmanım" dediği Brütüs'ün Galatasaray'a zarardan ve beladan başka bir şey getirmediğini görmezden gelmek, en hafif tabirle yakışıksız bir davranıştır.

ultrAslan olarak, Bülent Tulun adlı şahsın kulübümüzle ilişkisinin kesilmesi konusundaki duruşumuzun ve hassasiyetimizin asla değişmeyeceğini önemle belirtiyor, gereğinin yapılmasını Sn. Başkan Ünal Aysal ve Yönetim Kurulumuzdan ivedilikle rica ve talep ediyoruz.

Saygılarımızla..
ultrAslan adına Genel Koordinatör
Oğuz ALTAY


Perşembe günü yayınlandı bu yazı. Bu sene başladığından beri her geçen gün kendini geliştirdi utrAslan. Çok uzun zamandır yaptıkları çoğu şeyi ben dahil olmak üzere büyük bir kesim benimsemiyordu ama bu sene çok farklılar. Hocasına, başkanına, futbolcularına tahammülü olmayan saygısız grup gitti yerine sadece işini yapan, faydalı grup geldi sanki. 

Şimdi gelelim açıklamanın içeriğine. Kim yazmışsa eline sağlık diyelim öncelikle. Taş gediğine oturmuş, hemen hemen tüm Galatasaray taraftarlarının düşündükleri yazılmış. Abartı yok hatta eksik bile olabilir. Bülent Tulun çok hasta bir Galatasaray taraftarı olabilir, hatta bu takımı hepimizden çok sevebilir. Buna laf söyleyemem zira kimin kimi, neyi ne kadar sevdiğini tartışmak haddimize değildir. Lakin bazen fazla sevgi zarar verebiliyor. Bülent Tulun'u tanımıyoruz, sadece dışardan gördüğümüzü biliyoruz. Belki çok iyi bir insandır fakat bize zarar veriyor. Bu takıma zarar veriyor. Aynen Özhan Canaydın gibi, aynen Adnan Polat gibi Bülent Tulun da Galatasaray'a zarar veriyor. 

En iyisini ben bilirim havasıyla davranıyor ne yazık ki ve daha da kötüsü Ünal Aysal'ı da etkileyebiliyor. İyi giden takıma çomak sokabilecek hareketler yapıyor. En basiti bu takım doludizgin giderken maça Erik Gerets'i davet etmek hiçbir şekilde akla mantığa sığmıyor. Kardeşim sen bilmiyor musun bu şerefsiz basın götünden element uydurur da Galatasaray'a zarar verir. Şu ortamda, şu pislikte çamura basmamak için yönetim 2 kat efor sarfedip etraftan dolaşırken senin Galatasaray Başkanını tehdit eden mektubun çıktı ortaya. 1 milyon dolar mevzusunu söylemiyorum bile. Geçen seneki berbat durumdan çıkmak için herkes bu kadar çaba harcarken sen bizi dibe çekmeye çalışıyorsun. Eğer birazcık kendine saygın varsa çeker gidersin de gidecek adam bugüne kadar durmazdı. 

2006 şampiyonluğunda muhakkak ki payı vardır Bülent Tulun'un. Bu taraftar hala bu kadar saygılı duruyorsa o şampiyonluğun hatrınadır. Ama sabır taşırmadan içimizdeki pislikleri temizlememiz lazım. Ben Ünal Başkanın taraftarın sesine kulak vereceğini ve kısa sürede Bülent Tulun'un biletini keseceğini düşünüyor ve umuyorum. Haydi hayırlısı...

İnsanoğlu Kaypaktır!

Denize düşen yılana sarılır misali şike soruşturmasında adı geçen her takım, mali açıdan ucu kendisine dokunan her takım birbirinin götüne yapışmış bırakmıyor.. Bu kahpe birliktelik tüpçüyü federasyonun başına kadar getirdi. Hem de en büyük destekçisi kim FENERBAHÇE...
Ülen aynı fener değil miydi 2005-06 sezonunda son dakikada Hasan Kabze'nin golüyle 2-1 biten Galatasaray-Beşiktaş maçından sonra Demirören'i Fenerbahçe'ye karşı kutsal ittifakla suçlayan.
Yedikleri bok boğazlarında kalınca nasılda kaypaklaşıyor insan!
Related Posts with Thumbnails