Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

20 Eylül 2010 Pazartesi

Fatmagül'ün Suçu Ne?


Silivrispor-Kağıthanespor maçından güzel bir pankart. Küfürsüz olması da cabası. Küfür etmeden laf sokabilen yaratıcı taraftarlar da görmek sevindirici.

Fatmagül'ün Suçu Ne?

Kağıthaneli Olması :))

Gümüşbıçak Melih


Bir süredir maçları ısrarla Melih Şendil-Gümüşbıçak ikilisi anlatıyor ve bunda ısrarlı Lig TV. Büyük ihtimalle taraftarın çok hoşuna gittiğini sanıyorlar. Fakat Galatasaray-Gaziantepspor maçı boyunca özellikle Melih Şendil'in Sarp-Ayhan ikilisini övmesinden gana geldi. Sonra Bucaspor-Galatasaray maçında bu devam etti. Bunu faşistliğe bağlamak istemiyorum ama başka bir açıklaması yok gibi. Kewell'a, Misimoviç'e ya da Baros'a sallamak için pusuda beklerken "Mustafam neylerse güzel eyler." deyip durmak bana çok itici geliyor!

Dün akşamki derbide de Gümüşbıçak'ın sürekli olarak yorum yapması, maçı anlatma işini sürekli Şendil'e bırakması da ilginçti. Gümüşbıçak açık açık rol çalıyor. Spiker olmasına rağmen bizim her spikerimiz gibi o da yorumculuğa meyletmiş belli ki. E Rıdvan Dilmen'in 1 numara olduğu yerde, herkes yorumculuk yapmak ister. Sizin neyiniz eksik Rıdvan'dan.

Özellikle bir lafı vardı ki Gümüşbıçak'ın, dedim heralde Sarp değil bahsettiği Messi...

-Sarp'la Ayhan olmasa Galatasaray son 2 maçtan puan alamazdı. (çok içiyorsun Melih.)

19 Eylül 2010 Pazar

17 Nisan-19 Eylül


Fenerbahçe-Beşiktaş maçı deyince benim aklıma hep 17 Nisan 2005'teki bu maç gelir. Rıza Çalımbay'a "Rıza Efendi 2 Ekmek 1 Süt" pankartının açıldığı maç. Fenerbahçe taraftarının "terbiyesizlik" hanesinde yazan "1" maça "-1" ile başlamasına neden oldu Fenerbahçe'nin.

Fenerbahçe Daum ile şampiyonluğa koşuyordu, Beşiktaş Rıza Hoca ile idare ediyordu. Rıza Çalımbay'ın kötü hoca olduğu o zamandan belliydi. Fenerbahçe yine maça muhteşem başlamıştı ve çok iyi oynuyordu. Şahsen ben maçın farka gideceğini düşünenlerdendim 20 dakika itibarıyla. Fakat Rüştü'nün cepheden gelen 2 toptan 3'ünü içeri alma kapasitesini unutmuşum. Maçı Fenerbahçe kaybetmesine rağmen Nicolas Anelka kanımca maçın yıldızıydı. Daum'un salak taktiğinde sol kanada yakın santrafor olarak oynatılmasına rağmen Ali Güneş'in emdiği sütü burnundan getirmişti maç boyu.

74. dakikaya kadar fevkalede zevkli fakat tarihte gördüğümüz türde bir mücadeleydi. 74'te bu maç sonrası Kadıköy Panteri lakabını alacak olan Daniel Gabriel Pancu oyuna giriyordu. Durum 2-2'ydi ve Pancu girdikten 2 dk sonra yine bir uzaktan şutla 3. golü buldu Beşiktaş. Şimdilerde İBB takımının oyuncusu olan ve zamanın en büyük genç yeteneklerinden biri olarak gösterilen İbrahim Akın atmıştı golü.

83. dakikada hakem bana göre yanlış bir kararla penaltı verip Beşiktaş kalecisi Cordoba'yı attı oyundan. Pancu Beşiktaş adına oyuna giren 3. oyuncuydu ve değişiklik hakkı dolmuştu. Oyunculardan biri kaleye girecekti. Herkes kim olacağını konuşurken Pancu kaleci formasını giyiyordu. Stoperimiz atıldığında kendi isteğiyle o mevkiye geçen Daddy Cool kadar olmasa da Beşiktaş taraftarı da Pancu'yu seviyordu ve o da bu sevginin karşılığını vermek istiyordu. Alex penaltıyı Pancu'nun soluna vurdu ve Pancu köşeyi bildi lakin yetişemedi topa.

Bu dakikadan sonra kaledekinin kaleci olmadığını düşünerek bulduğu yerden vurmaya başladı Fenerbahçeli oyuncular, özellikle Alex ve Nobre. Pancu ard arda kurtarışlar yapıyor, tribündeki ve ekran başındaki futbolseverler şok halinde izliyorlardı artık maçı. 90. dakikada Beşiktaş'ın önlibero mevkiinde görev yapan Koray Avcı topun gelişine yerden sert vurdu ve Ercan Taner'in çığlıkları eşliğinde Beşiktaş öne geçti.

Ercan Taner : " koray attı ! tarihi bir maç izliyoruz tarihi ! koray'ın golü ! beşiktaş 4-3 önde ! 10 kişi beşiktaş 4-3 önde ! "


Bu akşamki maç için bir tahmin yapmak çok zor. Beşiktaş iyi durumda, Fenerbahçe kötü durumda. Kadıköy'de Beşiktaş çok iyi. Fenerbahçe'de işler karışık. Anlayacağınız her şey Fenerbahçe aleyhine gibi gözüküyor ama adı üstünde derbi. Ayrıca Fenerbahçe kaosla beslenen bir takım. Kadro kaliteleri arasında çok fark yok, en azından abartıldığı kadar yok. Hatta Türk oyuncu rotasyonunda Fenerbahçe'nin daha kaliteli bir kadrosu var.

Bu akşamki maçta Fenerbahçe'nin galibiyetini bekliyorum. Bu maça bahis oynamam ama illa oynayacak olsam 1 veya 0, ya da 2-3 gol oynardım. Güzel bir maç olsun, 17 Nisan 2005'i de geçsin isterim seyir zevki olarak.

2008 Ayhan-2010 Ayhan


* Arda dün maça gitmeyeceğini söylemişti ama sürpriz yaparak takımı tribünden de olsa destekledi. Hala beklediğimiz, istediğimiz derecede kaptan olamadı ama uğraşıyor en azından. Kankası Serdar'la neden dip dibe oturmadılar merak ediyorum. Gönlümdeki kaptan hala Neill ama Arda'nın çabasını görmezden gelemem.

* Bülent Başgan'ın takımı olmasından mütevellit zor maç olacağını tahmin ediyordum ama zeminin bozukluğu tahmin ettiğimden daha zor geçmesine neden oldu. Zemin kötü değil, en hafif tabirle berbattı.

* Serkan Kurtuluş Ali Turan'dan sonra ilaç gibi geldi. Sakatlığından sonra dahi oyuna Ali'nin girmemesi çok mutlu etti beni. Çok iyiydi Serkan, Sabri'ye alternatif olabileceğini gösterdi.

* Insua çok iyi geldi. Hem hücuma dengeli çıkıyor, hem savunmayı sağlam yapıyor. Bugün gördüğü sarı kart çok akıllıcaydı, böyle akıllı topçu görmeyi özlemiştim.

*Neill her zaman iyi, Servet topsuz iyi ama topu ayağına almasın lütfen!

* Bülent Uygun'u yenmeyi özlemişiz :)



*Spikerin sürekli Ayhan-Sarp ikilisini övmesi ve onlar olmasaydı Galatasaray puan alamazdı demesi futbol cehaletidir. Hadi Ayhan yırtınıyor da Sarp ne yaptı be kardeşim! Neyin peşindesiniz anlamadım ki!

*Mustafa Sarp yine takımın en kötüsüydü. 90 dakika boyunca sahada kalıp nasıl sadece 6-7 defa görünür bir insan. Spiker ara ara kendisine ilan-ı aşk etmese oynamadığını düşünecektim.

*Ayhan'ın golü attığı pozisyon öncesindeki hareketlerine kaç kişi sövdü? Ben söverken gol geldi aptal bir sevinç yaşadım :) Hakkaten Ayhan şu topu alıp dönmeyi kimden öğrendi?

*65'e kadar çok umutluydum, 65'te 1-0 biter ama kim alır bilmem dedim. Ayhan golü attıktan sonra öyle biteceğini tahmin ettim zira bu sahada 2 gol olmayacağı belliydi.

*Ayhan Akman da bizim gibi Bülent Uygun'u sevmiyor galiba. 2008'de  3-5'lik maçta da sol ayağıyla yazmıştı hem de çok şukela bir goldü. Bugün de Bülent Başgan'ın takımını yaktı, sağolsun.


* Harry Kewell... Bu "adam" her maç forması için kavga ediyor ve hep tek başına kalıyor! Tamam bugün Orhan Ak'a attığı fırçaya üzüldüm, zira Orhan'ı hala çok severim. Fakat bu adam kavga ederken niye hep yalnız? Sadece o değil, hangi yabancı olursa olsun yalnız. Şuraya gelmesi gereken ilk adam Ayhan. Kim koşuyor? Pino. En sonunda da Sarp geldi.

*Sarp demişken. Pino'ya ettiği küfürü ben de ettim ama kendisinden ricamız "delikanlıysa" Ayhan, Arda, Servet hatta Aydın'a etsin aynı küfürü!

*Kewell ve Baros savaştı, bu sahada bu kadar az yardımla bu kadar oluyor. Misimoviç pek gözükmedi, zira topu bir türlü aktaramadılar ona. Zemin bozuk ve uyum süreci diyelim, inanıyoruz.

* Ufuk sakatlanınca çok korktum! Aykut da çok korktu, sanki hiç istemiyor gibiydi. Kulübede rahatım yeaaa der gibiydi gözleri.

*Pino... Sana çok sövdüm bugün ama umuyorum ilerde pas vereceğin yerleri öğrenip faydalı olursun. Pino çıksın, Aydın girsin demekten dilimde tüy bitmişti de neyse ki sonlara doğru iyi oynadın.

*Cana... Lütfen Sayın Rijkaard, Neeskens Dayı... Lütfen artık Cana oynasın, Cana can katsın (çok kötü espri.)

*Melih Gümüşbıçak Kewell'la ne alıp veremediğin var?

-Melih Gümüşbıçak ve Melih Şendil az konuşun da maçı anlatın lütfen!

Son 3 maçta 9 puan almak güzel oldu. Sivasspor'a verilen ziyadesiyle gereksiz bir 3 puan var ki bir daha ilk 10'daki takımlardan 3 puan alamaz Sivasspor. Yarın derbi var, 2 takımın kapışmasını cebimizde 3 puanla izlemek güzel ve rahat olacak, yeyin birbirinizi :D
Related Posts with Thumbnails