Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Polemik Yaratma Gabriel!

Gabriel Heinze "Niang bize yanlış yaptı" diye açıklama yapmış. "Özür dilerim ama, para hayatta her şey demek değildir. Proje vardır, hedef vardır" şeklinde de sallamaya devam etmiş.
Sezon bitince mi aklına geldi bunlar oğlum, yoksa Galatasaray'la anlaştın da yavaştan sallamaya mı başlıyorsun Fener'e :)

26 Mayıs 2011 Perşembe

Mourinho > Everybody

Sene içinde birçok kez tartıştığı Valdano'yu resmen kovdurmuş Mourinho. Başkan Perez bu seneki tecrübelerinin futbolun artık İngilizler gibi tek kişi üzerinden (menajer) yönetilmesi gerektiğini bize öğretti minvalinde bir açıklama yapmış.
Terümesi: Mourinho'dan daha iyisi yok, s.ke s.ke görevde kalacak biz de seve seve Valdano'dan vazgeçtik!

Basarım Böyle Basın'a, Şerefsizsin HÜRRİYET!!!

Galatasaray kulübünün resmi açıklamasına göre Selçuk İnan'ın alacağı ücret yıllık 2m € artı maç başı 15bin €. Yani senede 40 maç oynasa, ki seneye zaten imkansız bişey, 2.6m€'ya gelecek. 5 yıl için de 12.5m € gibi bi ücret yapar.

Bir de bugün manşetlerde olan ŞEREFSİZ haberlere bakalım:
"İnanılmaz rakam 21 milyon Euro" ŞEREFSİZ HÜRRİYET
"Selçuk, 5 yıl boyunca yaklaşık 20 milyon Euro ücret alacak" ŞEREFSİZ FANATİK

Bir de diyorlar ki ilk yıl bonservis yerine 5.5m€alacakmış, ondan sonra yıllık 3m€ alacakmış. Ulan itoğluit topla çıkar böl 17.5 yapar, 20'yi götünüzün hangi lobundan uydurdunuz ey şerefsizler.

Yönetim esas ücreti açıkladı ya, yarın ufacık bir alanda küçük puntolarla gerçek ücret yazılır. Bu sefer de Trabzon'luların tepkileri falan ön plana koyulur, bulunur yani bir şey. Bir kere kazıdılar beyinlere transferin 21m€ olduğunu artık siksen milletin kafasından silemezsin. Bu kadar orospu çocukluğu olmaz. Eğer Ünal Aysal da bu şerefsiz haberlerin önünü kesemezse sikerim böyle işi arkadaş!

Şimdi de Galatasaray Klose'yle anlaşmıştı da, Drogba yüzünden elinden kaçırdı gibisinden haber yayınlamaya başlamışlar. Bi siktirin gidin ya..

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Selçuk İnan Galatasaray'da, Emanuel Emenike Fenerbahçe'de!

Selçuk 5 yıllık zözleşme imzalamış, hayırlı olsun. Sıradaki isim galiba Sinan Bolat :)
Emenike de 9 milyon Euro karşılığında transfer olmuş, hayırlı olsun. Sıradaki isim büyük ihtimalle Sezer Öztürk..
Ayrıntılar gelecek...

Lan Acaba Mı?

Ya bu üçünden en az biri gelecek ya da üçün birini alıcaz. Bir şeyler duyduk da haydi hayırlısı bakalım...

24 Mayıs 2011 Salı

Suat Usta, Fatih Sonkaya -- Veli Kavlak!!

Rapid Wien'de oynayan Veli Kavlak'la görüştüklerini borsaya bildirmiş Beşiktaş. Sırf Beşiktaş'a gol attı diye bir futbolcu transfer edilir mi bilmem; ama gereksiz bir transfer olacağı kanaatindeyim. Vasat ötesi bir futbolcu. Yerli rotasyonda yer alır düşüncesi güzel, ancak Avusturya kültüründe büyümüş bir adamı getirip buraya adapte etmek yerine aynı düzeyde verim elde edebileceğin bir alt yapı oyuncunla uğraşman daha mantıklıdır bence.
Zamanında Galatasaray ve Beşiktaş'ın Suat Usta ve Fatih Sonkaya transferleri vardı hatırlarsanız. Dimağlarda hiçbir iz bırakamadan gittiler. Bir ara Azerbaycan'a kadar yolu uzandı ikisinin de.. Bu sezon biri Diyarbakırspor'da biri Erciyesspor'da oynadı yanlış hatırlamıyorsam. Halbuki ikisi de kötü topçu değildi, vasatlardı. Ne varki genç yaşta (aynı Veli'nin şimdiki yaşı) geldikleri Türkiye'ye alışamadılar, hak ettiklerinden daha kötü bir kariyere sürüklendiler ve bu yazıyı yazmasam çoğunuzun aklına bu sene hiç gelmeyeceklerdi bile.
Bırakın abi Veli'yi oynasın Avusturya'da. Hem de Rapid Wien'de oynuyor ne güzel. Şimdi getireceksiniz buraya, salak bir performans sergileyecek, sonra göndereceksiniz Ankaragücü'ne Manisa'ya falan. Ondan sonra belki tekrar ülkesine döner ikinci ligde falan oynar, belki Azerbaycan.. En iyisi hiç ilişmeyin abi, düz bırakın...

Bir Zamanlar Gençtik #7

1980 - 81 sezonu Eskişehirspor - Galatasaray müsabakası: Kaptan Fatih Terim, hocası Turgay Şeren'e "sen karışma hocam!" diye bağırırken..

Uzun Süre Sonra Gece Yarısı Transfer Var Mıdır Diye Resmi Siteye Bakmak!

Ünal Aysal'ın başkanlığa gelişi bana fena halde Özhan Canaydın'ı anımsatıyor. Hatırlarsanız Özhan başkan da oldukça şaşalı bir seçimle, müthiş bir destek ve beklentiyle koltuğa oturmuştu. Onun da ilk yaptığı icraat Fatih Terim'i getirmek olmuştu. Vaatlerinde hep sportif başarı ön plandaydı..
Tamam canım korkmayın, ortamı bulandırmak değil amacım. Görülüyor ki Ünal başkan geçmişten ders alan biri, ayaklarını yere sağlam basıyor. Başarıyı vaat ederken "10 yılda 7 şampiyonluk" demiyor mesela, "Yaşanmamış bütün başarıları yaşayacağız" da demiyor. Ayrıca Florya'nın anahtarını da teslim etmedi Fatih hocaya. Ama yine de kafamda Özhan Canaydın portresine uyması beni biraz telaşlandırmıyor değil.. Bekleyip görmekten başka çare yok, napalım..
Uzun bir aradan sonra acaba transfer yapılmış mıdır diye gecenin 2'sinde resmi siteye baktığımı da itiraf edeyim. Ayın 23'ü geçti malum.. Bir kaleci haberidir gidiyor. Ünal başkanın tahminlerin ötesinde büyük bir kaleci transfer edileceğini açıklamasından sonra tahminlerin ötesinden tahminler gelmeye başladı zaten. Buffon'dur Van Der Sar'dır gidiyor.. Van Der Sar çok zorlama oldu gibi geliyor bana, zira Ferguson onu bırakmak istemediğini açıkladı. Buffon desen olabilir çünkü sezonun yarısında sakat adam, kakalarlar bize. Ama bu da Ünal Aysal'ın çizdiği başkanlık profiline ters. Akınfeev diyorlar ama o da çok uçuk geldi bana. Benim aklımda Adler var ama hadi hayırlısı bakalım..
Bir de Tuncay haberleri geliyor kulağıma. Türkiye'ye gelirse 2 ayda bu ligde iş yapacak konuma gelir; ama bir baba hindi olayı hala hafızamda. Tuncay'ı kolay kolay benimseyebileceğimi sanmıyorum.. Yerli rotasyonda gönlümden geçen Selçuk İnan, Ceyhun Gülselam, Ersan Gülüm üçlüsü.. Serdar Kesimal da bunlara eklenebilir... Buldun kılsızını arama dediğinizi duyar gibiyim.. Napalım canım, isteyenin bir yüzü :)

Elimizde Avcumuzda Ne Varsa Alıp Döndük, Silkinmenin Vaktidir Artık!

Uzun bir süredir düzenli yazamıyorduk bloga. Bugün itibariyle bu sessizliğimizi bozmaya karar verdik. Aldığımız bazı yorumlar, karşılaştığımız bazı tepkiler bizi blog yazmaktan soğutmuştu açıkçası. Ama bir yerlere gelmek için birilerinin kıçını yalamaktansa "siklememeyi" yeğliyoruz, aklımızdan geçeni klavyemize dökmeye devam edeceğiz. Bir yerlere gelme olayı da o yerlerde bulunmayı hak etmeyenlerin kıçına girsin...

Dönüş yazım Fener'in şampiyonluğuyla ilgili değil, Galatasaray'ın durumuyla ilgili olsun istedim. Galatasaray'ın bugünkü durumunu daha Ağustos 2010'un başında öngörmüş ve yazmıştım. Sağolsun o zaman küfür içeren yorum yapan, adını açıklayamayan yüreksizler bu yazıyı okuyorlarsa ne düşünüyorlar merak ediyorum. Ben miymişim populistlik adına sorunları abartıp Galatasaray'a çamur atan, bir bir çıkmadı mı o yazılardaki satırlar?? Hatırlatmak için Ağustos 2010'da yani 10 ay önce, yani daha bu rezil sezon başlamamışken, takımın başında Rijkaard varken, Misimovic ismi Insua ismi taraftarları heyecanlandırırken yazdığım iki yazıdan iki alıntı yapmak istiyorum:

"Gelelim Özhan Canaydın'a. Rahmetli başkan klübün en kötü döneminde geldi takımın başına. E bu adam iyi adam tamam, ama ekonomiden anlamaz. Düzeltemedi bir türlü vaziyeti. Altı senede hiçbir katkı sağlayamadı klüp mali yapısına. Ama asla çalmadı, sportif olarak oldukça geriye gitsek de boynumuzu hiç bükmedik! Unutmayalım! Sonra ne oldu peki? Sene 2008 olunca klübü Adnan Polat'ın kucağına attı liseliler. Bu adam ekonomiden anlar diye düşündüler. Doğru Adnan Polat ekonomiden iyi anlar. Allah'ı var ekonomiyi çok düzeltti. Yeni stad, Riva, Store'ların düzenlenmesi derken, transferlerden bile para kazanmaya başladı klüp. Aldığım duyumlara göre Adnan Polat'ın babasının bu başkanlık işine şiddetle karşı çıktığını biliyorum. Ama Polat'ın Galatasaray sevgisi ağır bastı ve başkanlığa geldi. Ancak ne yazık ki ekonomide yakaladığı başarıyı sportif anlamda yakalayamadı. Hal böyle olunca kural devreye girecek: Liseli değilsen kalamazsın! Eğer Faruk Süren gibi başarılı olabilseydi onun verdiği güvenceyle kuvvetlenir başkanlığa devam edebilirdi; ama olmadı. Yanından bile geçemedi başarıların ve misyonunu tamamladı. Bir dahaki kongreyi kazanma ihtimali yok artık! Sportif başarıyı yakalayamadığı gibi etrafındaki komisyoncuları da uzaklaştıramadı klüpten. Dediğim gibi liselilerin gelenekleri ve Galatasaray sevgileri önemlidir. Galatasaray'ı kendi çıkarları için kullananları sevmezler. Polat da bu çıkarcıları etrafından uzaklaştıramadığı için, arkasına sığınacağı bir başarısı da olmadığı için çekilmeye mahkümdür.


Biz de Adnan Polat'ı, klübü büyük maddi sıkıntıdan kurtaracak başkan olarak hatırlayacağız. Gönül isterdi ki sportif başarıları da olsun, efsane olsun; çünkü öyle bir kahramandı başkanlıktan önce. Başkan olarak da kahraman olsaydı keşke. Ama olmadı, artık olamaz da! Klübün başarılı günlerine dönebilmesi için liselilerin de desteğini alan bir başkanla yola devam edilmelidir artık. Neticede biz Türk olmayan takımları yenmek için kurulmuş bir klübüz, saçma sapan takımları acaba eleyebilecek miyiz diye düşünmek için kurulan bir klüp değiliz!"

"Eğri oturup doğru konuşmanın vakti geldi artık. Kendimizi kandırmanın manası yok. Adnan Polat 1992'de gerçekleştirdiği devrimi bu kez başaramadı. Bu kez aldığı kararlar ters tepti. Mesela yeni Galatasaray'ın iskeletini kursun diye yoğun eleştirilere rağmen getirdği Kalli o sezonun sonunda "Hakan kalsın, Ümit gitsin" diye rapor vermişti. Ama Polat tam tersini yaptı. Peki ne oldu, Ümit ertesi sezon sıfır çekti! Bu sefer tutturamadı Adnan Polat! Yine de Kalli'yle iyi sayılabilecek bir iskelet oluşturdu; ama ondan sonra gelen Skibbe'ye sabredemedi. 1992'de gösterdiği dirayeti bu kez gösteremedi. Rijkaard çok önemli bir hamleydi, ama kadro istikrarını yakalayamadı bu sefer. Her sene 5-6 futbolcu gönderip, 5-6 transfer yaparak takım olmayacağını biz biliyoruz da Polat ve ekibi bilmiyor mu Allah aşkına? Malesef Polat günü kurtarma politikasına girmiştir artık. Galatasaray gibi köklü bir klüpte bu kabul edilebilir bir şey değildir, Polat ve ekibinin de bir dahaki kongreye kadar ömrünün kaldığı açıktır. Ama dediğim gibi milyonlarca insanın duygularını etkileyen bu takımın iki sene daha kaybetme lüksü var mıdır?.."

İşte o günlerde küfürlü tepkiler almıştı bu yazılar, şimdi ise görüyoruz ki ilk kongreye kadar bile dayanamadı Polat yönetimi ve olağanüstü kongrede yerlerini lise destekli bir yönetime bırakıp gitmek zorunda kaldılar. Bundan sonra da bu şekilde akıl süzgecinden geçirip yorumladığımız, inandığımız her şeyi her konuyu yazmaya devam edeceğiz. Bir kişi bile bizi okuyup takip ediyorsa ona teşekkür ediyoruz..

Geniş geniş okumak isteyenler için işte 1 ağustos 2010 ve 2 ağustos 2010 tarihli yazılar: Polat, Şükür, Şaş, Rijkaard, Arda ve Galatasaraylılık Ruhu!, Galatasaray Gelenekleri ve Adnan Polat!

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Cami Duvarı'na İşiyorsan Cemaatin Tepkisine Katlanacaksın!

Galatasaray Lisesi'ne fenerbahçe bayrağı asmak isteyen kıt akıllı 5 fenerbahçe taraftarı bıçaklanmış.Büyük ihtimalle beyne oksijen gitmiyordu,açılan deliklerden biraz oksijen girsin de kafaları çalışmaya başlasın!
Related Posts with Thumbnails