Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

31 Aralık 2009 Perşembe

Ali Turan geldi, Emre Güngör nereye?

Kayserispor basın sözcüsü Yücel Şahin'in açıklamasına göre 125m € ve A2 takımından bir genç oyuncu karşılığında Ali Turan, Galatasaray'lı olmuş. Bu durumda Euro 2008'deki sakatlığından beri günyüzü görmeyip beni oldukça üzen -ki Bülent Korkmaz'a bu kadar benzettiğim bir oyuncu daha görmemiştim- Emre Güngör'e yol göründü diyebiliriz. Alparslan'dan sonra Emre de bir Anadolu turnesine çıkabilir..
Bu arada Luca Toni de Roma yolları taştan diyecek gibi gözüküyor..

30 Aralık 2009 Çarşamba

Petrescu Kuban'da!

Unirea'dan istifa eden Petrescu, Rusya ikinci ligi takımlarından Kuban ile anlaşmış. Acaba Unirea ile başardığı gibi idealist bir amaç için mi, yoksa Romanya'da kazandığının üç katını verdikleri için mi transfer oldu bilmiyoruz, bekleyip göreceğiz..

Bir boş umut daha gitti..

2008 yılında Werder Bremen'den transfer edildiğinde çok umutlanmıştık. Geleceğin sol beki olacağını düşünüp, sabırla kendini ispatlamasını bekledik. Geçen seneki Kocaeli maçında iyice umutlanmıştık ama gerisi gelmedi, fazla forma şansı bulamadı..
Bu sene ise gerektiği kadar şans bulduğuna inanıyorum. Sezon başında hazırlık maçlarında, Tobol maçında ve Kasım-Aralık ayındaki maçlarda bulduğu şanslar gayet önemli fırsatlardı; ama bırakın kendini göstermeyi en ufak bir umut bile bırakmadı bizde. Oysa böyle maçlarda oynayacaksın ki teknik ekip seni fark etsin, bu adamda iş var desin.. Üstelik taraftar da bu adamı çok sevdi. Sahanın öbür yarısında, bulduğu fırsatları daha iyi kullandığına inandığım üstelik de 1990 doğumlu Serkan Kurtuluş varken, 1988 doğumlu Alparslanı daha çok benimsedi taraftar. Buna rağmen beceremedi..
Bonservisiyle beraber Gençlerbirliğine verildi. 2,5 senelik de kontrat imzaladı. Bu transferde tek sevindiğim nokta Gençlerbirliği'nin başında da futbolu bilen, seven ve genç yetenekleri bulup çıkartabilen, onların gelişimine katkıda bulunan bir hocanın olması. Keza Yılmaz Vural gibi hocaların eline düşüp hayatını da kaydırabilirdi..

28 Aralık 2009 Pazartesi

Keyta, Keita'yla Buluşuyor

Adnan Polat'ın Mardin gezisi sırasında dikkatleri üzerine çeken bu arkadaş, karşılıksız sevgisinin karşılığını çok kıyak bir şekilde alacak. Çocuğun sevgisi karşısında kayıtsız kalmayan 1905 GSYİAD, Afrika kupasından sonra çocuğu babasıyla beraber İstanbul'a getirip Keita'yla tanıştıracak. Keita'nın maçta giydiği bir forma ile orjinal taraftar forması hediye edilecek ve çocuğun forması 1905 GSYİAD tarafından hatıra olarak saklanacak. Üstelik tesislerde bir gün geçirip futbolcularla birlikte yemek yiyecek. Bu çocuğa bile böylesine ilgi gösteren bu klübe "vefasız" diyen bazılarına duyurulur..

Barcalı Milan!

Foto, 29 Kasım'daki Barca-Real Madrid maçında Nou Camp'ta çekilmiş. Baros resmi kendi internet sitesine koymuş, biz de oradan aldık.

26 Aralık 2009 Cumartesi

Spalletti!

Roma bu adamı kovup yerine Ranieri'yi getirmekle ne kadar büyük bir hata yaptıysa, Zenit St.Peterburg da Advocaat'ın yerine kendisini getirmekle o kadar doğru bir iş yaptı. Zamanla hepimiz bunu göreceğiz zaten.

Spalletti, Cruyff'un geliştirdiği total futbol kavramına yeni bir boyut kazandıran adamdır. Totti'nin önderliğinde oynattığı 4-6-0 görünümlü, baskın ataklarla sonuca giden futbolu Zenit'te de izlemek için sabırsızlanıyorum. Roma'nın başındayken alamadığı Tommaso Rocchi'nin transfer edilmesini istemiş, Tekke'yi de yolluyor; Zenit de değişim başlamış bile!

Urziceni'den Bir Süpriz Daha!

Özellikle bu sene şampiyonlar liginde aldıkları sonuçlarla yılın süpriz takımlarından biridir bana göre. Gruptan çıkma ümitlerini son maça kadar taşıyabildiler. Deplasmanda Lehmann'ın da böbrekleriyle destek olduğu Stuttgart'a 3-1 yenilerek üçüncü oldular, UEFA Avrupa Ligi'nde yollarına devam ediyorlar..

2006 yılında Romanya birinci ligine yükseldiklerinde takımın başına Petrescu'yu getrirdiler. 3 senede adam Romanya şampiyonu yaptı bu takımı ve şampiyonlar liginde bahsettiğim şekilde üçüncü oldular. Ve şimdi de Petrescu'nun görevine son evrilmiş. Gerçi karşılıklı anlaşarak sözleşme feshedildi deniyor ama göreceğiz bakalım..

Aşk Dediğimiz Şey!


Her şey için teşekkürler
Üç gün kaldım hayatında
Kirayı da ödemedim
Bunun için özür dilerim

Kalbimi rehin bıraktım
Ödeyince alacağım
Meteliğe kurşun attım
Kalbime iyi bak olur mu?

Bu gidişle göçüyorum
Yavaş yavaş gidiyorum
Seni çok seviyorum
Hala..

Sen bana uzaksın, ölüm bana yakın;
Aşk dediğimiz şey, yokmuş anladım..
H.C.
Bloga ilk şiir yazışım, beğenilirse devam edebilirim.. Bayağı süredir çeşitli sebeplerle bloga yazamıyordum, Gökmen'le Süleyman da sınavlar dolayısıyla bir haftadır ortalıkta yoklar. Buna rağmen ziyaretçi sayısı aynı oranda artmaya devam etmiş, dostlarımız her gün yeni yazı var mı diye tıklıyorsunuz sağolun. Demek ki doğru yoldayız, bir şeyler paylaşabilmişiz, takip ediliyoruz.. Gerçekten çok gururlandım ziyaret eden herkese teşekkürler. Aynı şekilde, bozmadan ve hız kesmeden devam etmek dileğiyle...

20 Aralık 2009 Pazar

Korkaklar Ordusu



Milliyet'ten Nilay Yılmaz "korkaklar ordusu" başlıklı yazısıyla güldürdü. Güzel bir Hıncal Uluç eleştirisi olmuş. Bütünlüğündeki anlam kaçmasın diye, yazının tamamını aşağıya yapıştıyorum. Buyrun.

***

Korkaklar ordusu!

Korkmak: 1.Korku duymak, ürkmek, dehşete kapılmak, 2.Kaygı duymak, endişe etmek, 3. Çekinmek, sakınmak, saygı duymak, 4. Yapamamak, cesaret edememek.
Korkak: Çok çabuk ve olmayacak şeylerden korkan (kimse, hayvan).
TDK’nin sözlüğünde böyle diyor.

Bence oraya “Hıncal Uluç’un ağırlıklı olarak teknik direktörler için kullandığı, ancak zaman zaman basının da nasibini aldığı tanımlama” diye de ekleyebilirler.
Google’a “korkak, Hıncal Uluç” diye yazdığınızda karşınıza çıkan yazıları okumaya takatiniz kalmaz. Benim kalmadı. Yok yok. Ama gözümden kaçanlar vardır mutlak, kusuruma bakmasınlar. İşte size geçmişten günümüze “korkaklar” listesi:

Mircea Lucescu: “Lucescu’ya korkak diyorum, sonra da üzülüyorum. Çünkü biz, bir korkaklar ligi oynuyoruz. Teknik direktörlerin tamamı neredeyse sahaya yenilmemek için çıkıyorlar.” (23.12.2003)

George Hagi: “Galatasaray’ın ne yazık ki, fikri sabitlerinden kurtulamayan korkak bir hocası var.” (02.10.2004)

Levent Bıçakcı: “Bıçakcı anlaşılması zor bir adam. Konuştuğum zaman akıllı, analizci, sorunları çok iyi gören bir kişi. Ama işin başına geldiği zaman bir o kadar aciz, korkak, çekingen, sessiz. Otorite kuramıyorsan bırak. İstifa etmek de bir erdemdir.” (22.02.2005)

Eric Gerets: “Eğer bu Gerets futboldan anlıyorsa, ben atom fiziği uzmanıyım. Niye Cihan ve Mehmet böyle bir anda? Çünkü korkak Gerets artık kazanmayı düşünmüyor.” (14.09.2006)

Tigana ve Zico: “Fenerbahçe’nin ne oynadığını da gördük. Sözüm ona düzgün oynadığı birinci devrede 2.5 tane şutu var. İkinci devre hiç yok Fenerbahçe hücumda. Kapanmış kendi sahasına. Çünkü Zico, Tigana’dan daha korkak.” (09-05-2007)

Karl-Heinz Feldkamp: “Beşiktaş’a karşı 11’e 11 oynamak gerek, 11’e 10 oynayamazsın. İki; burası çok önemli, aynen Gerets gibi, Kalli’de de korkak Türk spor medyasının ve yorumcularının tesirinde kalarak, hücum futbolundan, savunma futboluna ricat görüyorum.” (02.10.2007)

Fatih Terim: “Terim’in, Portekiz’den korkacağını hiç tahmin etmiyordum. 26 kişilik kadro yanlış, gönderilen 3 kişi yanlış, o 23’ten seçilen ilk 11 yanlış, taktik yanlış, takımı kenardan izlemesi yanlış Bu Fatih Terim felsefesinin, imajının iflasıdır. Rakibe göre seçim yapıyorsan bu işi bırak. Takıma güvenen birisi gelsin. Fatih Terim, Portekiz’den korkmuş, dizleri titremiş.” (10.06.2008)

Ömer Üründül: “İnsan olarak bir pırlanta. Ama futbol bilgisi, üç beş cümleyle sınırlı. Üstelik fena halde korkak. Risk alanları yermeyi marifet sayacak kadar korkak. Yani bir yerde maçı ATV’de izleyen gençlere kötü yaşam dersleri veriyor. Korkaklığı kendisi için de geçerli. Cesur yorumlar yapamıyor, durumu idare ediyor. (24.06.2008)

Michael Skibbe: “Galatasaray açısından 1 puanla, sıfır puan arasında hiçbir fark yok, ama Skibbe açısından var. Yenilirse şutlanabilir, ama berabere kaldığı sürece kalır. ‘Korkak bezirgan; ne kâr eder, ne ziyan.’” (02.09.2008)

Şenol Güneş: “2002’de Şenol Güneş’in korkaklığına kurban gittik. Türkiye’nin, Dünya Şampiyonu olacağına Şenol Güneş inanamadı. Öyle inanamadı ki, ben aylar öncesinden ‘Dünya futbolunda büyük düşüş var. Biz, burada şampiyon oluruz’ dediğim zaman bunu ‘Hıncal Uluç, Türkiye’nin dünyadaki yerini anlatmıyor. Bana saldırmak için zemin hazırlıyor’ diye yorumladı. Düşüncesi buydu. Bu kafadaki bir teknik direktör ile ancak onu yapabilirsin.” (09.09.2008)

Mustafa Denizli: “Tello var, Yusuf var sahada üçüncü oyun kurucu olarak Serdar Özkan girdi. İleride bir tek Bobo var. Pes Mustafa hoca ya! Vallahi pes! Sen bu kadar korkak olduktan sonra ben başka hocalara ne diyeyim! Türkiye’ye hücum futbolunu getiren adam Mustafa Denizli. Şimdi dudağa uçukluyor hücum futbolu oynamaktan.” (11.02.2009)

Bülent Uygun: “Sivas arayı çoktan açardı, ama Bülent Uygun’un korkaklığı yüzünden o da alakasız puanlar verdi. Her maçın ilk 45 dakikasını ‘hele bir yatalım da ondan sonra bakarız’ diye geçiren bir hocayla bir takım nasıl şampiyon olur?” (11.02.2009)

Bülent Korkmaz: “Eğer Adnan Polat olsaydım, eğer Galatasaray başkanı olsaydım Bursa maçının bittiği anda Korkmaz’ın işi biterdi. Hiç kimsenin Galatasaray’ı bu kadar aşağılamaya hakkı yok. Ayrıca gördüm ki, futbolun f’sinden haberi yok. Ayrıca gördüm ki, Galatasaray’ı hiç bilmiyor. Ayrıca gördüm ki, soyadının tam tersine müthiş bir korkak.” (10.03.2009)

Mesut Bakkal: “Manisaspor korkak hocası yüzünden (Fenerbahçe karşısında) mağlubiyeti hak etti.” (16.09.2009)

Frank Rijkaard: “Korkak ya, Rijkaard. Korkak. İki forvetten kork, ille iki ilave kazma ile oyna. İki ön libero eklemesiyle dört stoper. Niye? Dudağını uçuklatacak rakip mi çıktı karşına bugüne dek, Türkiye’de Avrupa’da?” (06.10.2009)

Madem kimseyi beğenmiyor, bir hoca önersin de tüm kamuoyu rahat etsin diyeceğim ama, geçen hafta “Rijkaard’ı alsınlar, ben geçeyim yerine, nelerin değiştiğini görürsünüz” dedi.
Buradan varacağımız sonuç şu ki; herkes korkak, Hıncal Uluç değil!

***

Hıncal Uluç’a göre herkes korkak olunca ekşi sözlükte “hıncal uluç’un teknik direktörleri korkak bulması” diye sayfa bile açılmış. Bir ekşi sözlük yazarı da konu üzerine şöyle demiş: Galatasaray’ın başına kitaplı mitaplı peygamber inse de bu tutum değişmez. (bkz: ben hayatımda bu kadar korkak peygamber görmedim)

Nilay Yılmaz / Milliyet

No Pain No Gain'de gördüm,hoşuma gitti :)

Galatasaray-1 Gençlerbirliği-0 /OH BE!

Taraftarın dün geceki mesajı çok netti. Şu takıma Messi'yi de getirsen taraftarın adamı bellidir :) Daddy Cool dün yine muhteşemdi. Çok gol kaçırdı ama kevgir etti savunmayı. Karşısında 19'luk Mahmut ve 21'lik solbekten devşirme Aykut'u bulunca sadece oyun zekasıyla pozisyonlar buldu. O kadar çok darbe aldı ki başkası alsa çoktan siner,bırakırdı ama O'nu farklı kılan bu özelliği.Daha da hırslandı. Hakem çifte standart yaptıkça Kewell, Kuddusi'yi de yenmek gerektiğini farketti. Sayılmayan golü o kadar güzeldi ki ofsayt kuralının ne kadar saçma olduğunu düşündürdü hepimize :) Ki bence Lig Tv çizgiyi yanlış çizmişti,ofsayt değildi. Neyse konudan sapıyorum yazdıkça yazarım mevzuu Kewell olunca. İyi ki varsın Daddy Cool,bizimle kal,buralarda kal lütfen...

Sahanın en kötüleri Kuddusi'yle beraber Servet ve M.Sarp'tı. Servet'in topla oynaması engellenmeli. İlk geldiği sene 11 Türk,iman gücü falan diyorduk,topla oynamasını 40 metre driplingini falan hoşgörüyorduk. O sene bitmeyecek bir kredi sağladı Servet kendine. Geçen sene teknik bi takım kurduk ama aklımız önceki senedeydi. Kimse oyunu hala niye Servet'in kurduğunu,topları niye Servet'in dağıttığını doğru düzgün sorgulayamadı çünkü o bizim Ayıboğan Servet'imizdi ve onu sorgulayamazdık. Meira hep tu-kaka oldu bizler için. Sık sık derdim futbol muhabbetlerinde "madem oyunu Servet kuracaktı,bu Meira'ya niye çuvalla para verdik?". Meira oyun kurmasına izin verilmediği için en büyük özelliğini gösteremedi bizlere. Yanındaki elemanlar da her maç değiştiği için bir türlü uyum sağlayamadı ligimize ve mükemmel futbolcu,berbat teknik direktör Bülent Korkmaz gönderdi Meira'yı.

Şimdi geride oyun kuran bir Meiramız olsa ne olurdu?Söyleyeyim,mükemmel bir takım olurduk!
Neyse Hakan Balta harika bir maç çıkardı. Düzeliyor sanki. Uğur defansta,Caner ofansta güzel işler yaptı. Daha da iyi olacaklar oynadıkça... Mehmet Topal şu topu biraz daha hızlı oynasa Fellaini'nin iyisi olacağını düşünüyorum...
Ofans hattında Elano çabaladı yine,fakat pas verilmiyor. Kewell hariç pas alabildiği oyuncu yok gibi. Golde de Arda zorda kalmasa Elano'ya dönmeyecekti! Türkler ve Keita-Nonda açık açık Elano'ya karşı cephe almışlar... Topal 4 defa Elano'yu görüp döndü Servet'e oynadı...
Keita denen insan azmanı kaç defa rakibin içinden geçti sayamadım. Özellikle ilk yarı Cemcan'ı ezdi resmen. 2.yarı Aykut'un oraya geçmesi beni ürküttü. Çünkü Aykut fizikli ve fiziğini iyi kullanan topçu. Keita'yı attırmaya uğraştı,hatta tekmeyi atmasını da sağladı da Kuddusi atamadı Keita'yı.

ve son olarak Arda Turan...Yeni Hasan Şaş olma yolunda ilerliyor. Ekstra bir top verseler onla oynayacak. Elano konusunda takımın tavrının da Arda,Sabrigillerden olduğunu düşünüyorum. Umarım toparlar kendini bir an önce...


Turkcell Süper Lig'in en iyi 2 hocası karşı karşıyaydı. Doll oyuna müdahaleler etti ama Rijkaard ihtiyaç duymadı çünkü en iyi kadrosu sahadaydı. Güzel maçtı,her iki hoca da takımını motive etmişti ama Doll'un oyuncuları küçük düşünmekten kurtulamamışlardı. Zaman geçirmeye,rakibi oynatmamaya oynadılar zaman zaman. 55-60 arası kaçırdıkları 3 net pozisyon bile kendilerine güvenlerini sağlayamadı... Doll'a sabredebilirse Cavcav 2 sene içinde kafaya oynayan bir Gençlerbirliği izleriz.

Kuddusi Müftüoğlu...Son yıllarda gördüğüm en kötü hakemdir. Hem kötü hakem hem artniyetli hakemdir kanımca... Dün yine çaldıkları,çalmadıkları ve çalamadıklarıyla berbattı... İlk yarı 3 tane sarı kart var en az,hepsini es geçti. Uğur Uçar'ın Hurşut'a arkadan dalması sarı karttır. Kerem Şeras'ın orta sahada arka arkaya yaptığı 4 faul var ki bunların 2'si arkadan çekme,sarı karttır açık. Ki aynı Kerem baktı ki hakem yok sahada Kewell'a sol çizgide sağlam bir tekme attı. Kuddusi o an çıkarabildi sarı kartını ancak. Keita hakemin üstüne yürüdü sarı kart gördü,sarı kartlı Kerem yapınca hiçbir şey yapamadı Kuddusi. Aynı şekilde Keita'nın sarı kartı varken Aykut'a attığı tekmede faul bile çalamadı,atmak zorunda kalmamak için...

Sayılmayan 2 gole gelince. Bence 2'si de goldü. Arda'nın pozisyonunda top el-omuz karışık çarpıyor,ama çarpıyor Arda vurmuyor... Zaten kaleciyle karşı karşıyayken bunu yapan salak olmalı!!! Yine de çalınsa da bunu yapan hakem artniyetlidir demem. Fakat Kewell'ın golünde ofsayt yok. Lig Tv çizgisiz gösterince ofsayt olmadığı gözüküyor,ama çizgiyi adamın bastığı yer yerine bacakarasından çizince ofsayt gibi gözüküyor. Kewell'ın vuruşu muhteşem ötesi orası ayrı. Fakat 3 metre ofsaytı görmeyen hakemlerimiz ara sıra mı diyim denk mi geliyor diyeyim 1 cm'lik ofsaytı kaçırmaz oldu. Ha golü yiyen biz olunca kaçıyor o ayrı...


Serdar Kulbilge. Gecenin çirkefidir kanımca. 1 dk'dan başlayan bir zaman geçirme çabası,77 dakika sürdü net olarak. Petkovic'in en büyük rakibidir çirkeflik konusunda açık ara...Golü atınca en çok sevinmemin sebebi yiyenin Serdar olmasıydı :) O anki yüz ifadesi 77 dakika çekilen çileye bedeldi valla...

Sonuç olarak maç çok gergin geçti.Taraftar da,oyuncular da,yönetim de gergindi. Neeskens 2 dakika oturmadı. Galatasaray çok çok güzel oynamadı belki ama ligin açık ara en iyi takımıdır. İyi bir stoper transferiyle 30 haftada şampiyonluğu garantileriz. Golü attığımız an paha biçilemezdi. Kahvede 30 kişiydik çıkan ses 200 kişilikti,o derece gergindik. Bu akşam Fenerbahçe Trabzonspor'a takılırsa devreyi lider bitirmiş oluruz ki bu büyük moral olur devreye girerken... Akşamı bekliyoruz...





19 Aralık 2009 Cumartesi

Beşiktaş-2 Bursaspor-3 /Hatalar Silsilesi

Maçı çok istememe rağmen izleyemedim. Sporx'in canlı anlatımından takip ediyordum,Beşiktaş 2-1 öne geçince Denizli, Uğur İnceman'ı alır orta sahayı tutup maçı alır diye düşünüyordum. Ferrari sakatlanınca planlar değişebilir,İbrahim Kaş girer diyordum ki Yusuf'un girdiğini okudum. Ferrari Türkiye'nin üstünde bir stoper. Yerine giren Yusuf dünkü yağmur-çamur sahada asla oynayamayacak bir oyuncu. Yani bu kırmızı kart görmeden takımı eksik bırakmaktır kanımca. Tabata bile girse Yusuf'tan daha etkili olurdu,sonuçta fizik gücü olarak Yusuf'un üzerinde bi oyuncu. Yusuf'un girmesi affedilemez bir hataydı, en azından Bursaspor affetmez diye düşündüm ki affetmedi de. Rakip Sivasspor,Ankaragücü ayarında bir takım olsa Beşiktaş maçı kazanırdı ama Bursaspor,Kayseri,Gençlerbirliği ayarında takımlar affetmez.

Özetlerden izlediğim kadarıyla Bursaspor'da ilk yarı Hüseyin çok iyi oynamış. 2.yarıda da Ergic. Beşiktaş'ta Ertuğrul'un Volkan Şen-Turgay değişikliği sebebiyle İbrahim Üzülmez çok etkili olmuş. Ömer-Sercan değişikliği belki işe yaradı ama papaz her zaman pilav yemez,çok dahiyane bir fikir değil yani bu. Ertuğrul özellikle Volkan'ı çıkararak hata yapmıştı ama Denizli'nin daha büyük hatası sayesinde maçı aldı.

Kayserispor'un kesin alır diye düşündüğüm ve düşünülen maçta Antalyaspor'a yenilmesiyle Galatasaray ve Fenerbahçe için lider bitirme şansı doğdu. Fakat Gençlerbirliği de Trabzonspor da çok zor maçlar! Galatasaray ASY'de oynaması sebebiyle biraz daha şanslı lider bitirme konusunda!

18 Aralık 2009 Cuma

Galatasaray-Atletico Madrid/ Erken Final


Galatasaray'dan sonra en sevdiğim takımdır Atletico Madrid. Blogu takip edenler de bilirler bunu zaten. Arda'dan sonra en sevdiğim oyuncu Agüero'dur aynı zamanda. Anlayacağınız bu maç benim için "erken final" oldu. Kuralar çekilmeden önce "çeksek fena olmaz,dünya gözüyle Agüero izleriz." diyordum ama tabi geyikti bunlar,çekilebilecek en zor takımlardan birini çektik. Form olarak çok iyi olmasalar da Atletico Madrid bu yahu! Agüero-Forlan ikilisi dünyanın çoğu takımının bulamayacağı,bulamadığı oyunculardır! Yani bu ikisini Barça'ya koy,yanlarına da Messi'yi koy sırıtmaz bence.

Reyes,Assunçao,Ufalujsi,Maxi Rodriguez,Simao gibi yıldızları var ayrıca. Kalesindeki Asenjo için İspanya'da "Casillas'ın veliahtı" diyorlar! Heitinga'yı satarak en akıllıca transfer hamlelerini yaptılar benim için. Leo Franco'yu da sonunda elden çıkarttılar ki bu ikili yüzünden az gol yemedi Atletico. Defansta Perea,Pablo,Ufalujsi ve kaptan Antonio Lopez etkili oyuncular. Yeni transfer Juanito bonservissiz geldi Betis'ten ve hakkında çok bilgim yok,ama iyi olduğunu söylüyorlar! Özellikle Ufalujsi gerçekten çok etkili, bizde olmasını istediğim bi oyuncu.

Orta sahada Assunçao-Raul Garcia ikilisi bizim Topal ve Sarp'ın üstünde oyuncular,top kapmada bizimkiler ağır basar ama topla oynamada bizimkilere ağır basarlar! Maxi,Simao,Reyes gibi ofansif oyuncular bizimkilerden üstün değiller,hatta oyun zekası olarak Maxi hariç bizimkiler fark atar! Ama yine de hepsi dikkat edilmesi gereken oyuncular. Hakan Balta'nın formda olması gerekiyor,Maxi gününde olursa tek başına maç alabilir.

Neyse sonuç olarak çok zor kura çektik. Atletico'nun da bu kuraya sevindiğini düşünmüyorum. Başında Rijkaard olan bi takımdan herkes korkar eminim. Zaten Atletico'nun Sportif Direktörü Jesus Garcia Pitarch "takımların denk olduğunu" belirtmiş. Leo Franco rakibi çok iyi tanıyor,aynı şekilde Rijkaard da. Bu ne kadar avantajsa onların da kalecimizi tanıyor olması o derece dezavantaj. Her vurulanın gol olacağı maçlar görebiliriz. Şansımızı düşük görenlerin aksine ben alınacak iyi bir stoperle turu geçebileceğimizi düşünüyorum. Agüero ve Forlan'ın önde baskı yaparak top kazanmaları halinde işimiz çok zor olur,bu yüzden Servet'in yanına ayağı top yapan stoper şart! Vicente Calderon şu an için çok zor deplasman değil,bu sene her giden elini kolunu sallaya sallaya çıktı,Apoel gibi vasat bir takım dahil! 25 Şubat'ta ASY'de,son zamanlarda sadece sözde cehennem olan ortamı gerçek cehenneme çevirebilirsek çok şaşırtabiliriz rakibi ve düşündüğümüzden daha kolay geçebilir maç.

Yok Artık Lebron James!


Hürriyet gazetesi büyük bir habere imza atmış... Daum mu dalga geçiyor yoksa muhabirlerin kafaları mı güzel bilmiyorum ama Fotospor aynı haberi yapınca bu kadar garipsememiştim. Velhasıl Daum'un açıklamaları bu şekildeymiş.

"Farklı bir 11 gördük. Zaten herkesin görevini en iyi şekilde yapacağına emindik. Uğur güzel bir golle döndü özgüvenini geri kazandı. Uğur’un attığı gol mükemmeldi ve 0 riskliydi. Santos’un birçok iyi pozisyonu vardı. İyi hareketler yaptı, bazı pozisyonları gerekmeyen şeyleri yaptı ama ilerdeki maçlarda düzeltecek biliyoruz. Genel olarak güzel ve düzgün oynadı. Ofansta rakibin kalesine yakın yaparsa güzel bunlar lazım defansta görmek istemiyoruz tehlikelidir. Son sözler daha konuşulmadı takım olarak yarın uğurlayacağız bu kalitede Türkiye’de en iyi futbolcu vedalaşmasını gördüğünüzde üzüntü veriyor. benim umduğum maalesef olmadı. Benim istediğim onunla şampiyon olduktan sonra uğurlamaktı ama olmadı. Cristiano Ronaldo’yu transfer edeceğiz."

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/13236865.asp

P.S: Haberi ekşisözlükte gördüm. Foto da oradan aparmadır.

15 Aralık 2009 Salı

Daddy Cool

"Kewell çok iyi biri.Onunla sözleşme imzalamamız 3 dakika sürer."
Haldun ÜSTÜN-EL

Foto Kaynak : Sportif Cümleler

14 Aralık 2009 Pazartesi

Henrik Larsson

Henrik Larsson teknik direktörlüğe başladı. İsveç 2.liginde Landskrona kulübünün başına geçti ve ilk röportajında "100 yıllık bir kulüp olan Landskrona'yı 1.lige çıkarmak istiyorum." dedi. Resmi de özellikle Celtic formalı seçtim,ben onu böyle sevdim :)

Dominguez La Liga'da!

Alejandro Damian Domiguez Valencia'ya imza attı. Bazılarımız Gökdeniz ve Hasan Kabze için Rubin Kazan'ı izlerken farkına vardık Domiguez'in,bazılarımız da Şampiyonlar Ligi'ndeki maçlarla beraber. Ben özellikle Kabze için izlemiştim Rubin'i geçen sene ve Dominguez'i farkettim. Muhteşem bir yetenek,durdurulması çok zor. İlk izlediğimde "Galatasaray alsa ne güzel olur." diye düşünmüştüm ki,ufak bir araştırma sonucu adamın zaten yıldız olduğunu,almamızın kolay olmadığını anladım!

Şimdi o Dominguez'i çok daha geniş bir kitle izleyecek La Liga'da. Çok başarılı olacağını düşünüyorum ve umuyorum. Ayrıca Gökdeniz'i de yanında götürse ne güzel olur :)

Bu Ülkeden Carlos Geçti!

İlk geldiğinde tipik ezeli rakip çirkefliğiyle "yaşlı,bastonla gelseydi,gezmeye geldi oynamaz." tarzı yorumlar yapmıştım fakat insan düşününce ülkemizden Carlos geçti yahu. Real Madrid ve Brezilya Milli Takımı'nda izlerken imrendiğimiz adam Carlos... Bundan 4-5 sene önce hiç aklınıza gelir miydi Roberto Carlos'u Diyarbakır'da,Sivas'ta,Antep'te görebileceğiniz???

Belki çok muhteşem oynamadı,sık sık hatalar yaptı,yerini boşalttı,ofsaytı bozdu vs vs... Ama ülkemizin vizyonunu yükselttiği,ülkemizin tanıtımına %100 katkı sağladığı gerçeğini değiştirir mi bu? Çin'de bile gazetelerde Fenerbahçe ve Türkiye adı geçti ya,daha ne olsun!

Gidişi pek hoş olmadı,bile bile sarı kart görüp Trabzonlara gidip kendimi yormayayım dedi büyük ihtimalle. Yine de iyi ki geldin iyi ki seni tanıdık Carlos... Umarım birileri gibi gittikten sonra bizleri kötülemezsin,ülkemizi tanıtmaya devam edersin!Yolun açık olsun küçük dev!

12 Aralık 2009 Cumartesi

Tuncay ve Goolll...


Çok şükür ilk golünü attı Stoke City formasıyla Tuncay... 90 dakika sahada kaldığı maçta Wigan Athletic'e attığı golle 1-1'i yakalamasını sağladı takımının. Wigan 2'yi attı,Shawcross isimli oyuncu 2-2 yaptı. Son dakikada Wigan'ın penaltı kaçırmasıyla 1 puan aldı Tuncay'ın takımı...

Onu oynatmayan Tony Pullis utanır umarım!

Elano Sorunsalı ve Arda




PAO maçından beri söylüyorum. Elano'ya pas verilmiyor. Özellikle birkaç kişi sıkışmadığı sürece Elano'ya bakmıyor,sıkıştıktan sonra da başka kimse boş değilse pas veriyor. Bunların en çok göze batanı Arda. O kadar belli ediyor ki kimileri dün Elano'nun attığı golden sonra sevinmediğini söylüyor. Ben göremedim,ama bu kadar kişi sallıyor olamaz. Eyvallah Arda candır,Arda gözbebeğimizdir! Ama Arda'nın Lincoln'den sonra Elano'nun da başını yemesine izin verilmemeli! Hadi Lincoln karaktersizdi,şerefsizdi ondan sevmiyorlardı,Elano'yu niye sevmiyorsunuz? Niye bu adam gol sevinçlerinde sadece Kewell'ı görebiliyor yanında? Ne oldu üstteki fotoğrafta yansıtılan güzelliğe. Fotoğraf Galatasaray-Kayserispor maçından. Elano'nun muhteşem golü sonrası onu tebriğe ilk gelen Kaptan Arda! Hani şu muhteşem Arda-Elano-Arda-Elano-Arda-Elano paslaşmasını yaptıkları maç!İzlemek isteyenler için link!

Arda canımızsın,Galatasaraylıların hepsinin Galatasaraylı olmayanların birçoğunun sen düştüğün zaman kendileri düşmüş gibi acıyor canı! Kurtul şu yeniçeri mantığından. Kurtul Hasan Abinin,Hakan Abilerinin,Emre Abilerinin kışkırtmasından işini yap,kaptan olarak yardım et Elano da işini yapsın,Keita da,Nonda da...Emin ol bu işten yararı hem sen hem Galatasaray görecek! Aksinde de zararı!

Şimdi gelelim geldiğinden beri deli gibi eleştirilen Elano'ya. Bir insan kendi milli takımında asist yapıyor diye eleştirilir mi?Elano eleştirildi. Yapmayın,etmeyin ağalar.Adam kaç yıldır orda,Luisao'nun koşacağı yeri biliyor adamın kafasına top atıyor.Bizim Servet'in koşacağı yeri bilsen,topu kafasına atsan gol olacağı garanti değil! Adam Nonda'ya attığın pasın aynısını Nilmar'a attı -ki rakip İngiltere Milli Takımıydı- Nilmar gol yaptı. Adam dün söyledi 4 yıldır orda oynuyorum,Galatasaray'da ise henüz 4 aydır. Azıcık akıl mantık lütfen! Ayrıca orda her şeyi kendisi kullanıyor ki orasının Brezilya Milli Takımı olduğunu tekrardan söylemek istiyorum. Burda Sabri,Arda,Kewell,Keita hatta dün Caner Erkin,herkes duran top ustasıdır :)

Adnan Polat yönetimi acilen Frank Rijkaard'a ve Elano'ya sahip çıkmalıdır. Hem basında hem takım içinde. Elano kendini bulmaya başladı,bunu birileri özellikle içerden birileri engellemezse Galatasaray tutulmaz!

Antalyaspor-2 Galatasaray-3 / Keita ve Elano


Galibiyetin mimarıdır Abdulkader Keita. Fenerbahçe maçından beri ortada yoktu,bugün muhteşem geri döndü :) İyi ki varsın Kader,0-2'ye isyan etti resmen bugün!


3 hafta sonra Galatasaray galibiyeti görmek iyi geldi,Fenerbahçe taraftarına da tavsiye ediyorum :) Tabi maçın başında büyük bir şok yaşadık. 2 tane saçmasapan gol yedik ki takımın başında Yılmaz Vural olsa sağlam dayak yerdi topçular. Rıdvan da Erman Hoca da Rijkaard'ın böyle bi şey yapmayacağını,ofsayt taktiğinin sorumlusunun Servet olduğunu söylediler ki doğru olma ihtimali var. Leo Franco yenecek her golü yiyor sağolsun. Extensor kızar bunu okursa ama fikrim bu yönde. Yenecek golleri yiyor ne yazık ki,bazen yenmeyecekleri de. Büyük takım kalecisinin Ömer Çatkıç'tan fazlası olması lazım kanımca.

Maça geçersek yenen goller boştu ama her iki golde de kafa vuruşu çok güzeldi. Zan'ın sakatlığında stopere çekilen Topal,Sarp'ın yokluğunda tekrar orta sahadaki yerine döndü bu gece. Solbekte Caner,stoperde Balta-Servet,sağbekte de Sabri'nin yokluğunda Uğur vardı yine. Berbattı defans. Başka ne denebilir,BERBAT! 7 tane pozisyon verdiler Antalyaspor'a ki bu Antalyaspor'un rekoru olabilir. Servet dahil hepsi kötüydü maalesef. Servet'in aklından Avrupa'yı acilen çıkarması gerek. Ayrıca şu kadar eksiğin olduğu yerde forma giyemeyen Ayhan Akman da yedekliğe alışsa iyi olur! Barış bugün kötü ötesiydi,yine de Ayhan 5 dk oynayabildi. Topal-Elano ikilisi orta sahayı güzel topladı. Elano bugün ofans-defans muhteşem oynadı. Yürüyedursun!

Ve Daddy Cool. Forvette oynadı bugün ve yine çok çalıştı,elinde ne varsa sahaya koydu. Hagi'yle beraber Galatasaray'a gelmiş en kariyerli,en candan oynayan,en sempatik yabancıdır! Gitme bizi bırakma Daddy Cool,burda kal sembol ol!

Yalçın Ayhan denen gereksiz şahsiyet tüm maç Daddy ile uğraştı ki bu bence küfür nedenidir :) Hele son dakikalarda köşede yaptıkları deli etti beni.Şu adam Galatasaray forması giydi ya ona yanarım!

Elano golü kime hediye etti göremedim ama bana Adnan Polat'a gibi geldi :) Necati'nin kafası direkten döner dönmez kuzenlerime bu maçın kırılma anıdır bu maç dönecek dedim ki çok geçmeden Elano golünü attı. 3'ü atar mıyız sorusuna da rakibin aklı kaçan golde şimdi 3'ü de atarız dedim ki onu da yaptık :) 3.golde Şenolcan isimli solbek Keita'ya aynı Carlos gibi,Sancak gibi yapıştı ki korktum yumruk atacak diye ama atmadı gitti golü attırdı Kader,akıllanıyor mu ne :)

8 Aralık 2009 Salı

Türk Televizyonlarının En Karizmatik Sahnesi!!

Bu aralar dizilere biraz fazla taktım farkındayım ama sinir bozucu haftsonunun ardından pek de futbol konuşmak istemiyorum. Ezel'de kanımca Türk televizyon tarihinin en karizmatik sahnesine imza atıldı dün. Ramiz Dayı resmen "posta nedir, nasıl koyulur"u uygulamalı olarak gösterdi, buyrun..

Forvet Cenneti Bursa!

Sercan, Turgay, Batalla, Tadeu ve hatta Muhammet Demir.. Bunların üzerine önce Sivas'tan Kamanan'la anlaştığı duyruldu şimdi de Ankaragücü'nden Iglesias'la ön sözleşme imzalamışlar.. Devre arasında Sercan yolcu galiba!

6 Aralık 2009 Pazar

Atletico Geliyor!

Forvet hattında bu muhteşem ikili varken bu takım nasıl başarısız oluyor,akıl almaz!Şu ikisini al Barca'nın forvet hattına monte et,ne Ibra aratırlar ne Henry :)

Ama takım dün 17.sıradaydı Xerez maçına çıkarken... Efsane hoca Resino ile takım arasındaki sorunlar sene başında belli olmuştu ama başkan düzeleceğini düşünerek uzun süre sabretti ki bu süre zarfında ligin dibine demir attık. Şimdiki hocamız Flores'in çok büyük bi başarısı yok,hatta genel olarak başarısızlıklarıyla meşhur. Zaten Resino giderken yapılan ankette Fatih Hoca'nın bayağı gerisinde kalmıştı,taraftar da istemiyordu yani... Ama Flores'in düşük maliyeti ve "ne iş olsa yaparım abi" zihniyeti takımın başına geçmesini sağladı. Transfer yapmayan yönetimin bunu yapması şaşırtmadı beni. Gerçi en büyük transferimizin Heitinga'nın satılması olduğunu hâlâ ısrarla söylüyorum...

Flores geldiğinden beri forumlarda konuşulanlar olumsuzdu.Ben de arada sırada onlara katılıyordum ama beklememiz gerektiğini biliyorduk hepimiz. Dün ilk defa Atletico taraftarları umutlandı. Espanyol karşısındaki mükemmel oyun sonrası dün de Xerez deplasmanında baskılı oyun sonrası 0-2'lik galibiyet bizi umutlandırdı. İlk yarıda Forlan,ikinci yarıda Agüero attı gollerimizi ve tırmanışımız başlamıştır. Başkan'ın devre arası transfer sözü verdiği duyumunu aldım dün,iyi bir defans ve iyi ve gerçek bir orta saha oyuncusuyla ŞL'yi zorlamamız çok zor değil...

5 Aralık 2009 Cumartesi

Geçmiş Olsun Önder Turacı!

Geçmiş olsun Önder. İntihar diyenler falan var ama ben hiç sanmıyorum. Fakat duş alırken düştü gibi basit bi açıklama da inandırıcı değil. Benim düşünceme göre alkollüydü ve bir şeye sinirlenip elini cama vurdu. Tabi ki bu sadece benim düşüncem. Fakat Fenerbahçe Kulübü Kazım'dan dili yanmış olacak ki direk Önder'i suçlayan bir açıklama yayınlamış.

Futbolcumuz Önder Turacı sakatlığı sebebiyle Eskişehirspor maçı kadrosuna alınmamıştır. Tedavi olması ve dinlenmesi gereken Önder Turacı, gece geç saatlere kadar bir gece kulübünde eğlenmiş ve daha sonra evine gitmiştir.

Evde sebebini bilemediğimiz bir hadise sonrası sağ el bileğinde radial atar damarında ve el bileği kirişinde kesik oluşmuştur.


devamı için link.


Bu nasıl bir açıklamadır. Tamam,haklısınız Önder densizlik etmiştir de bu açıklamanın bi manası var mı? Oyuncunu kurtlar sofrasına atmak değil midir bu? Ve son bir soru aynı şeyi Guiza,Carlos yapsa bu açıklama yapılabilir miydi?

Plaka Kimin?



Bu Hummer kimin olabilir?Cevaplarınızı bekliyorum...

Herkes cevabı bilmiş,evet Adnan Polat :) 20:45'in mucidi...

Grupları Charlize Belirledi!

Gruplar belli oldu. Dünya futbolunun kodamanları ordaydı. Katılan takımların hepsinin hocası,bazı oyuncular,genel menajerler vs vs. Fakat gecenin en güzel olayı Charlize Theron'du. Daha önce ABD'deki Chelsea-Inter maçı öncesi Chelsea formasıyla görmüştük güzel oyuncuyu. Bugün yine tüm güzelliğiyle kura çekimindeydi. Yanında da futbolun aktörü David Beckham vardı. Futbolu güzelleştiren şeyler bunlar,bunlar dediysem güzelleştiren Charlize gerisi teferruat :)


(A) Grubu: Güney Afrika Cumhuriyeti, Meksika, Uruguay, Fransa

(B) Grubu: Arjantin, Nijerya, Güney Kore, Yunanistan

(C) Grubu: İngiltere, ABD, Cezayir, Slovenya

(D) Grubu: Almanya, Avustralya, Sırbistan, Gana

(E) Grubu: Hollanda, Danimarka, Japonya, Kamerun

(F) Grubu: İtalya, Paraguay, Yeni Zelanda, Slovakya

(G) Grubu: Brezilya, Kuzey Kore, Fildişi Sahili, Portekiz

(H) Grubu: İspanya, İsviçre, Honduras, Şili


Açılış maçı A Grubunun. Güney Afrika-Uruguay oynayacak açılış maçını,doğal olarak. Dizilen sıraya göre ilk maçları 1.ler ile 2.ler - 3.ler ile 4.ler oynayacak.

Bence ölüm grubu G grubudur açık ara. Brezilya-Fildişi-Portekiz arasındaki maçları merakla bekliyorum! CR9 ilk turda elenirse şaşırmam ;)

Başımız Sağolsun!


Karşıyaka ile oynadığımız basketbol maçına giderken kaza geçiren İrfan kardeşimizin vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendik.

Yoğun bakımda tedavisi devam eden kardeşimize yapılan müdaheleler başarılı olmadı ve aramızdan ayrıldı.Kardeşimizi genç yaşta kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz.

Kendisine Allahtan rahmet, sevenlerine ve tüm Galatasaray camiasına başsağlığı diliyoruz.

Mekanın Cennet Olsun İrfan.
Teker teker geleceğiz yanına.


4 Aralık 2009 Cuma

Geniş Arda!


Geniş Aile güzel dizi dayı. Tatlı Hayat ve Avrupa Yakası'nın ilk üç sezonuyla beraber kült olmaya aday Türk yapımı dizidir hatta. Ve bok atanı da çoktur. Kalabalık ortamda muhabbet esnasında konusu geçerse veya sözlükte belirtirseniz mutlaka birisi çıkıp da "ya nesine gülüyorsunuuz onun hav ay met yor matır'ı izleyin, big beng teori'yi izleyin olum" tarzı bir şeyler söyler/yazar. Ülen arkadaşım tamam ben de seviyorum "anan gille nasıl tanışık ettim" dizisini, "the big bang theory"nin hastasıyım hatta; ama bizim elemanlar da yapmış işte o ayarda bir şey, neden taşlıyorsun hemen? Ben eminim bu dizi abc televizyonu için çekilseydi ve adı da"the large family" olsaydı sezon sezon indirmek için fellik fellik link arayacaktı o muhabbete limon sıkan arkadaş.

Neyse bu girizgahtan sonra asıl belirtmek istediğimiz noktaya bağlayalım postu. Arda Turan şu anda Türkiye'nin en yetenekli oyuncusudur dayı. Kendisini Messi'yle kıyaslama saçmalığına girmeyeceğim; ama Samir Nasri'yi, Albert Riera'yı alkışlarken hiç mi içiniz sızlamıyor? Bizim de bir Arda Turan'ımız var işte; ama niyeyse(!) her fırsatta karalamaya çalışan çok değerli köşe yazarlarımız da var. Yaşıtları, üniversiteyi yeni bitirmiş ne bok yiyeceğini şaşıran insan topluluklarını oluştururken kendisi Türkiye'nin en büyük takımlarından birinin kaptanlığını yapıyor. Klübünde ve ulusal takımda bir şeyler yapsın diye gözünün içine bakıyor herkes. Ve kendini gösterebileceği en önemli organizasyona katılma şansını kaybetti. Eğer dikkat ederseniz Arda'nın form düşüklüğü Bosna maçından sonraya denk geliyor. Ve hemen başladı bazı köşe yazarları karalamaya. Yok mafyalık yapıyor, dayılık yapıyor, gece hayatına başladı.. Abi bu adam iyi oynarken de geceleri çıkıyordu ve söylenenlere göre de içki içmiyor. Ha maç öncesi çıkıp sabahlara kadar eğlensin demiyorum ama eğer bu yanlışsa iyi oynarken de söyle, adam gibi söyle.. Neredeyse bi halt olmaz bu çocuktan demeye getirdi bazıları durumu ve kanımca dünkü futboluyla formuna kavuşacağının sinyallerini verdi kaptan, bakalım şimdi ne yazmaya başlayacaklar, nasıl kıvıracaklar!

Dediğim gibi var işte bizde yabancı hayranlığı. Takdir etmeniz için çocuğun adının illa ARDINHO mu olması lazım?

Galatasaray-1 Panathinaikos-0 /Lideriz!

Çok çok üzerinde durulacak, uzun uzun konuşulacak bir maç değildi. Daha keyifli geçmesini bekliyordum ama az gol olacağı belliydi. PAO çok gol atabilen bir takım değil,çok kolay gol de yemiyorlar. Galatasaray da uzun süredir gol sorunu çekiyor,savunmayı sağlam tutmaya çalışıyor. Bugün PAO'ya karşı ofsayt taktiği denediler ilk maçta olduğu gibi ve çoğu zaman tuttu bu. Cisse beklediğim kadar etkili olamadı,Servet ve Topal güzel kilitledi Cisse'yi. Karagounis de gününde olmayınca ofansta bi şey yapmaları imkansız hale geldi. İlk yarı özellikle solbekleri Darlas çok kötü durumlara düştü Arda'nın karşısında.

Galatasaray'da herkes işini yaptı,özellikle savunma kısmında. Elano ve Kewell Arda'nın hareketliliğine uyum sağlayamadı çoğu zaman ama özellikle savunma kısmında Elano çok iyiydi. Daha 2. dakikada yenilen kontrada güzel araya girerek golü önledi Elano,savunma yapmıyor diyenler görmüştür umarım.


2.yarıda golü bulana kadar bastırdı Galatasaray. Sarp golü attı,bence haketmişti iyi oldu. İlk yarıda attığı gol ofsayttı,hakem kararını değiştirmekte haklıydı. Ama yine de Sarp gibi çapa diye tarif edilen bir oyuncudan beklenmeyecek güzellikte bir vuruş vardı orda. Sık sık topla ileri güzel çıkışlar da yaptı Sarp. Keita sonradan girip güzel işler yaptı ama çoğu zaman bencildi. Leo Franco da çok zorlanmadığı maçta hata yapmadı.

Arda ilk yarıda mükemmel hareketler yapıp,Barış'a çok güzel bi asist yaptı. Barış atamadı ama bence o hareketler gecenin hareketidir. Ayağına sağlık Kaptan. Çok agresifti yine,buna ayrı bi yazı gerekir bence.

Beklediğim gibi grubu lider bitirdik.Sturm Graz maçı kazaydı,yoksa 6'da 6 yapabilirdik. Önümüzdeki turlara bakacaz artık!

Son olarak Elano. Yine etkisizdi falan denecek yarın kolpa medyamızda ama maçı izlemiyorlar sanırım. En az 5 defa elini kaldırıp top alamadığını gördüm. Dolu adama pas atılıyor,Elano'ya bakmıyor kimse. Bunu yapan şudur budur demeyecem çünkü istisnasız herkes yaptı bunu. Daha önce Lincoln'e yapılan muamele Elano'ya mı yapılıyor,ben mi kasıt arıyorum bilmem ama çok gözüme battı. Adam savaşıyor,bi şeyler yapmaya çalışıyor yapmayın efendiler!!!

3 Aralık 2009 Perşembe

En İyisi Mesut

Bundesliga'da Kasım ayının en iyi oyuncusu Mesut Özil seçilmiş. Sizi bilmem ama ben mutlu oldum. Nuri,Halil,Hamit,Serdar ya da Mesut farketmez. Oranın en iyisinin bizden biri olduğunu bilmek beni mutlu ediyor. Helal olsun Mesut,yürüyedur!

Polemik ve Muhteşem Goller

Dün akşamki M.City-Arsenal maçı mükemmeldi ama Wenger-Hughes tartışması maçın önüne geçti. Her şey maç sonrası Wenger'in Hughes'un elini sıkmamasıyla başladı. Bu olay üzerine Hughes ;

-Onun seçimiydi fakat ben Emirates'te 6-2 kaybettiğimde de maç sonunda elimi uzatan taraf olmuştum.

Wenger ise ;

-Biz bu kupayı kazanmış olsaydık gidip etrafta şampiyon olduk diye bağırmayacaktık. Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynamak veya FA Kupası'nda yarı final oynamak Carling Cup'ta yarı final oynamaktan çok farklı duygular.

Hughes ;

-Gerçekten üzüldüm. Saygı duymasını beklerdim. Biraz daha kibar olmalı. Burada bir protokol var ve Arsene de bunlara uymak zorunda. Saha kenarında çok hareketli olmama sinirlendi galiba...Sen kederli,yaralı,acı duyulacak bir kaybedensin!


M.City-1 Arsenal-0 (Carlitos Tevez)- Mükemmel ötesi bir gol. Biraz Hakan Şükür'ün Leeds United'e attığı efsane golü hatırlatıyor.


M.City-2 Arsenal-0 (Shaun Wright-Philipps) SWP'den muhteşem bir gol. Topu getirişi de son vuruşu kadar güzel.


M.City-3 Arsenal-0 (Vladimir Weiss) Weiss'in pek bi şey yaptığı yok ama topu getiren Craig Bellamy'i izlemeniz lazım...

Rekor : 0-18

New Jersey Nets, NBA rekoru kırdı. Dün Dallas Mavericks'e 117-101 yenilerek sezona 18 maçta 18 mağlubiyet ile başladılar ve Miami Heat ile LA Clippers'ın 17 maçlık rekorunu (!) kırdılar.

Bi takım Allah rızası için şunlara bi maç versinler de rekorları kırılamaz hale gelmesin :)

Ron Artest ve Hennessy

Los Angeles Lakers'ın bu seneki bombası Ron Artest yine ilginç açıklamalarda bulunmuş. Chicago Bulls'ta oynarken devre aralarında Hennessy (konyak markası) içtiğini söyleyen Artest buna neden olarak da Bulls'un o dönemde aldığı kötü sonuçları göstermiş.

Artest'ten inciler ;

* Ben Wallace ile yeniden kavga etmeye hazırım. 10-15 maç ceza alacağımı bilsem de bunu yaparım.(altta resmi var,ayrıca videosu Youtube'da mevcut.)

* 2009 Batı Konferansı finallerinde hakem Joey Crawford bana "Kim takar Houston Rockets'ı!?. Kobe Bryant sahada." dedi.

* Bütün kariyerimi Indiana'da geçirebilirdim. Ama ben kötü bir takım arkadaşıydım ve gönderilmeliydim bu yüzden takasımı istedim.

* Profesyonel boksör olmaya hazırlanıyorum. İki yıldır idman yapıyorum. Dört yıl sonra ilk boks maçımı yapmak istiyorum.



Hoşgeldin!


Yuvana hoşgeldin Kaptan...

Allen Iverson basketbolu bırakma kararının üzerinden çok geçmeden Sixers'ın teklifi üzerine basketbola geri döndü. Efsane tekrar yuvasında sezon sonuna kadar... Go Sixers,Go Answer!

2 Aralık 2009 Çarşamba

Mancini Güney Afrika'ya!


Sky Sport'un haberine göre Roberto Mancini'yi 2010 dünya kupasında Nijerya'nın başında izleyebiliriz. Bence çalıştırması gereken seviye bu zaten. Kendisi Raineri ile birlikte en şanslı teknik direktörler listesinin başında yer alır benim için. Teknik adamlık kariyeri Raineri kadar eski olmadığı için balonu henüz patlamadı ama elbette patlayacaktır..

Eğer anlaşma sağlanırsa Mancini, Lippi ve Capello'dan sonra dünya kupasındaki üçüncü İtalyan hoca olacak..

1 Aralık 2009 Salı

Adamsın Pep!



İtalyan gazeteci : Rijkaard’ın gidişinden sonra bu takım nasıl kısa sürede 3 kupayla sezonu kapadı ve yine 3 kupada oynuyor?


Joseph Guardiola : Yanılıyorsunuz. Bu takım kazanmayı Rijkaard ile öğrendi. Rijkaard, Barça’ya cesur futbolu öğretmeseydi, şu anda bu başarıdan bahsedemeyecektik.O'nun yaptıkları ve kazandırdıkları ortadadır...

Sazan Mevsimi Başladı!


Bülent Abi (Aceto Balsamico) yine muhteşem bir işe imza atmış. Sazan mevsimini başlatmış,devamının gelmesini umuyorum. Yazılarının araklanıp kaynak gösterilmemesinden bıkmış olacak ki ortaya bir asparagas atıp sazanların oltaya gelmesini beklemiş. Kendisi sazanın ismini vermemiş ama gelen yorumlara bakılırsa Habertürk gazetesi en büyük sazan gibi duruyor. İbret olması açısından yazıyı aynen yayınlıyorum,buyrun ;
Aldınız, kopyaladınız ve gazetenizde sayfalarınıza koydunuz. Bunu daha önce de yapıyordunuz. Bu kez bir olta attım ve siz avlandınız.
Futbol bloglarından alıntı yapan kimi gazetecilerin neden haberlere kendi imzalarını attığını bugüne kadar anlayabilmiş değilim. Futbol blogları birbirlerinden fotoğraf alır, bilgi alışverişi olur da; siz benim meslektaşlarım, nasıl başkasının emeğini alıp kopyalayıp yapıştırırsınız?
Bugüne kadar bu ve birçok blogdan aldığınız fikirleri, köşe yazınız gibi yayınladınız, haber yazdınız, grafikleri kullandınız. El Clasico haftasında da blogu iyi gözlediniz. Yeri geldiğinde, farkettiğimde tepki verdim. Şimdi yine veriyorum. Öncelikle bu blogun okurlarından, futbolseverlerden özür diliyorum. Onları da sadece bir kereliğine yanılttım ancak asparagas haberin özellikle magazin olmasına dikkat ettim. Ne bir sakatlık haberi; ne de maç detayı olmamalıydı.
El Clasico'nun ardından İspanyol medyasında sinema salonlarında böyle bir olay yaşandığına dair haber yok. Dün, sabah kahvesini içerken; "Ya olsaydı!" diye futbol sohbetine kattım, gerisi geldi. Barselona'da "Kinepolis" diye sinema kompleksi var mı, bilmiyorum ama Madrid'de var. Zaten As gazetesinde geçen haberden aldım sinema salonunun ismini. Detay önemlidir değil mi? Barselona'da herhangi iki Real Madrid'li de kaçan gole dört duvar bir yerde tepki verecek kadar çılgın değildir zaten! Haberin Casillas tarafı ise doğru! Barcelona taraftarı, Real Madrid otelden çıkarken elindeki 2-6'lık maçın DVD'sini futbolculara gösteriyor ama imzaya dair bir bilgi yok!
Bu açıklamanın muhatapları kendilerini çok iyi biliyor ve bu satırları okuduklarında bugün gazetelerine yazdıkları haberlere bakıp yüzleri kızardıysa benim için konu kapanmıştır...
Şimdi gerçekleri yazmaya devam edebiliriz
.

Harun & Djibril


Muhteşem bir potansiyele sahip olan ama bir türlü hak ettiği yere ulaşamamış iki insan düşünün. Biri topçu biri popçu..

İlk çıkışları mükemmel, basamakları onar onar tırmandılar adeta.. Sonra ne oldu peki?

Sezen Aksu'nun vokalistiydi Harun Kolçak. Onno Tunç destekli ilk albümü, o döneme göre ilginç klipleriyle (hoş bugün izleyince de ilginç geliyor) müthiş bir patlama yaptı. Arkasından gelen şöhret, para, konserler, hayranlar.. Ama sonra bir türlü gerisi gelmedi. Ne yaptıysa olmadı. Bendenizle düetler, yardım konserleri, reklamlar; ama nafile! Bunalım da beraberinde geldi tabi. Başladı saçıyla başıyla oynamaya. O kadar hızlı değişime uğruyor ki virüs olsa bu kadar çabuk mutasyon geçirmez. Din değiştirmeler, ilginç açıklamalar. Mesela "konserime uzaylılar geldi, yüz bin şahidim var" bunlardan bir tanesi. Ülen hadi konserine uzaylılar geldi diyelim, yüz bin kişinin senin konserinde ne işi var! Çoluğun çocuğun maskarası olursun işte böyle:)

Auxerre'de hızlı, güçlü, fiziği kuvvetli genç strikerdı. 21 yaşında ligue 1'de gol kralı oldu. İki sezon sonra tekrar krallık tacını başına geçirdi ve Fransa gol kralı olarak Liverpool'un yolunu tuttu. Kendisini Real Madrid de istiyordu ama o istemedi(vay bee). Transfer olduğu sene ayağını kırdı. Martta ancak sahalara dönebildi ve şampiyonlar ligi çeyrek finalinden itibaren forma giyebildi. İstanbul'daki müthiş finalde penaltılarda golünü attı ve unutulmaz zaferin önemli bir parçası oldu. Sonraki sene Benitez'le arası bozuldu ve bir daha hiç düzelmedi. 2006 dünya kupası kadrosuna çağrıldı, Çinle yapılan hazırlık maçında bir kez daha ayağını kırdı ve kadrodan çıkartıldı. Kadrodan çıkartılınca barlarda tekila içerken görüntüleri çekildi.. Kendisinin yerine kadroya çağrılan Trezeguet, final maçında penaltıyı kaçırdı ve kupayı kaybetmelerine sebep oldu(kaderin cilvesi). Eskiden de saçıyla başıyla oynuyordu ama artık sıklığı arttı. Sonraki sezon Marsilya'ya kiralandı ama bir daha eski günlerine asla dönemedi. Marsilya bonservisini aldı bir sene daha oynatıp Sunderland'e kiraladı. Bu sene 8m€ karşılığında Panathinaikos'a transfer oldu. Perşembe günü Cim Bom'a karşı izleyeceğiz kendisini. Ara sıra eski zamanlarından enstantaneler sunsa da o günlere dönmesi zor gözüküyor..

Bu sese/bu yeteneklere bu kötülüğü yapmayacaktınız beyler..

30 Kasım 2009 Pazartesi

İl Capitano'nun Seyir Defteri #2

*Didier Drogba... 2 gol attı bu hafta Londra derbisinde Arsenal'e. Özellikle 2.golü muhteşemdi,Cristiano Ronaldo frikiği attı yine. Ayrıca Arsenal'e karşı oynadığı 11.maçta 10. golünü attı Drogba...Eski Arsenalli Ashley Cole de Emirates'te ıslıklara rağmen mükemmel oynadı. İlk 2 golde katkısı büyüktü.

*Klaus Jan Huntelaar çok az süre aldığı maçta Milan'ı ipten aldı. Oyuna girdiğinde Ersin Düzen kendisi için "bekleneni veremedi,büyük ihtimalle Ocak ayında satılacak." dedi. Dakika 90+3 ve 90+5'te çok güzel 2 gol attı. Sene başında havlu attı denilen Milan üst üste galibiyetlerle Juventus'u geçip 2.sıraya yerleşti ve eğer Huntelaar da gollere başlarsa yarıştan kopmamaları sürpriz olmaz. Huntelaar'ın 2.golünü izleyin mutlaka. Link burada...

*Ayrıca Milan takımında Catania maçında solbek oynayan Antonini ve sağbek oynayan Abbate muhteşem bir maç çıkardılar. Özellikle Antonini defansta da ofansta da çok iyiydi. Hem de çok gençler. Milan ilginç işlere başladı valla :)

*Horto Magiko'nun en büyük düşme adayı olan P'Mouth kaybetmeye devam ediyor. Bu hafta da 3 penaltılı maçta evinde ManU'ya 1-4 kaybetti. Wayne Rooney 2 penaltı kullandığı maçta hat-trick yaptı. Haftanın ilginç maçlarından biriydi gerçekten.

*West Ham geçen hafta Hull City ile 3-3 berabere kalmıştı. Bu hafta da Burnley'i 5-3 yendiler. 64.dakikada 2 penaltı kullanıp 5-0 yaptıkten sonra 3 gol yemiş olması rehavet kaynaklı bence. Gianfranco Zola bi çözüm bulmalı yenilen gollere.

*Tuncay yine 7 dakika oynadı. Tony Pullis başkanın verdiği ayara rağmen Tuncay'ı 11'e almıyor. Milli takımımızın kaptanına yapılan muamele gerçekten ayıp!

*Ligin 2 iyi takımı bu hafta birbirini yedi.Aston Villa-1 Tottenham-1 :)

*Merseyside derbisini Merseyside Red yani L'Pool kazandı. Sene başında Everton Heitinga'yı alınca onlardan bi cacık olmayacağını söylemiştim. Atletico Madrid'in en akıllı transfer politikasıdır Heitinga'yı satmak,bi de üstüne 6 milyon pound kazandılar. Benitez defans ağırlıklı bi kadroyla çıktı,biraz da sakat ve cezalıların etkisiyle. Yobo'nun kendi kalesine attığı golden sonra rölantiye aldılar maçı,10 dakika kala da Kuyt bitirdi işi!

*Inter Fiorentina'yı Artemio'nun da yazdığı gibi yalandan bir penaltıyla geçti. İtalya'da yapılan temiz eller operasyonu Inter'e yaramış gibi gözüküyor. Milito yaptırdığı penaltıyı gole çevirdi 85.dakikada...

*Juve Cagliari deplasmanında 2-0 yenilerek Milan'ın da gerisine düştü. Ferrara koltuğunu daha ne kadar koruyacak acaba?

*La Liga'da haftanın maçı tabi ki El Classico'ydu ama Valladolid-Tenerife maçı da muhteşem geçmiş. 49'da 3-0 öne geçen Valladolid koruyamamış skoru ve arka arkaya 3 gol yemiş. İzlenilesi maçmış gerçekten!

*Werder Bremen-Wolfsburg maçını canlı izledim. Edin Dzeko'nun ilk golü muhteşemdi. Maçı hakeden taraf Wolfsburg'tu ama Werder 90'da Mesut'un ortasında Mertesecker ile golü buldu. Bundesliga çok zevkli bu yıl.

*Nuri muhteşem bir maç çıkardı. Penaltının da ona attırılması takımda artık söz sahibi olmaya başladığının göstergesi. Borges çok güzel anlatmış Bundesliga'yı,tavsiye edilir.Link burada...

*Son olarak bizim lig. Yılmaz Vural "Daum da gidebilir." dediğinde dalga geçti çoğunluk ama haklı çıktı. Versek mi milli takımı :) Bol taklalı milli maçlar izleriz,stres filan kalmaz... Düşünsenize Emre'yi,Sabri'yi dövdüğünü :)

*Beşiktaş ve Denizli zirveye yetişti. Denizli gerçekten kahin mi yoksa çok mu şanslı? Ben çoğu zaman şanslı olduğunu düşünüyorum. Ayrıca daha bir şey kazanmadı,çok konuşmaya başladı! Bobo'yu kazanmak Beşiktaş'a çok şey kazandıracaktır. Ayrıca daha Tello ve Holosko devreye girmedi. Lig çok güzel olacak.

*Bu sene Anadolu'dan Bursa'yla beraber Kayserispor gümbür gümbür geliyor. Makukula,Cangele,Gökhan Emreciksin bu formlarını ne kadar sürdürebilir bilinmez ama şu an mükemmel gidiyorlar. Gökhan'ın bu haftaki golü mutlaka izlenmeli.

*Antalyaspor'un benim en beğendiğim takım olan Gençlerbirliği'ni 2-0 gibi net bi skorla yenmesi şaşırtıcı gerçekten. Denizlispor'la beraber en büyük düşme adayımdı Antalyaspor'du ama Şifo'nun takımı sonuna kadar savaşacak gibi!

*Güzel gollerin olduğu,bol maçlı bir haftasonuydu benim için. Özellikle Drogba ve Agüero'nun frikikleri ile Huntelaar'ın 2.golü mükemmeldi,izlemeyenler kaçırmasın derim.
Related Posts with Thumbnails