Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

9 Aralık 2011 Cuma

Umuttur Galatasaray

Galatasaray Fenerbahçe'yi 3-1 yendi. Bu çok klişe bir giriş olur kanımca. Galatasaray dün sadece maçı kazanmadı, sadece iyi bir takım olduğunu göstermedi. Galatasaray dün karakterini kazandı, herkese birlik olduğunu gösterdi. Sene başından beri her kötü oynadığımız maç sonrası Fenerbahçe maçı hatırlatıldı bana ve hep aynı cevabı verdim soranlara. Yenseler bile bu sefer dövemeyecekler. Fenerbahçe Galatasaray'ı nasıl yeniyordu? Daha maç başlamadan gergin bir ortam yaratıyorlardı. Buna en basit örnek Baroni-Arda kapışması. Orada Arda yalnız kalmıştı, bir tek Aydın vardı yanında. Sonra sahada birbirinden kopuk Galatasaraylı oyunculara dikleniyordu Fenerbahçeli oyuncular. Gökhan Elano'ya el ense çekiyordu mesela. Volkan Lincoln'e saldırıyordu. Bunlara Galatasaray karşılık veremiyordu. Çünkü takım değildik. Kadro olarak daha iyiydik ama takım olarak kötüydük. Dün Galatasaray takımdı, takım gibi takımdı. Gökhan niye kimseye el ense çekemedi? Volkan niye kimseye saldırmadı? Küçük enişte Emre bile süt dökmüş kedi gibiydi. Çünkü bu takıma diklenmek afedersiniz göt ister!

İddia ediyorum bu Galatasaray her rakibe karşı dik durur. Çünkü sahada bir duruşumuz var. Fatih Terim'den ve amansız ol felsefesinden çok hazzetmem ama adam bu işi biliyor. Melo gibi, Ujfa gibi, Elmander gibi omurgalı adamlar getirdi. Her biri tek tek bakıldığında yıldız değil ama omurgalı, karakterli adamlar. Korkmuyorlar, sinmiyorlar.

Ve Fatih Terim niye büyük hoca biliyor musunuz? Fenerbahçe fobisi olan bir tane adamı bile sahaya sürmediği için. Dün mantıklı olan Gökhan Zan-Ujfa ikilisiydi. Ama Terim Semih'i seçti. Mantıklı olan Ayhan'dı ama Terim ben beğenmesem de Emre Çolak'ı seçti. Dün sahada Fenerbahçe'ye sürekli mağlup olmamızı kafasına takarak sahaya çıkan kimse yoktu. Hakan Balta mı? Hakan'ın bunu hiç düşünmediğine eminim. Kazım mı? Adamın dünya sikinde değil eski Fener mağlubiyetleri mi dokunacak!

Ve büyük milli! kaleci Volkan Demirel. Şu ezikliğini milli maçlar dahil her maçta görmek isterim, Fenerbahçe'yle alakası yok yani. Kıçıyla top tutardı Volkan efendi Melo'nun kafasıyla (!) attığı golü kurtarmaya yetmedi mi lan koca götün???
Çok uzun uzadıya yazmaya gerek yok. Umuttur Galatasaray. En kötü gününde bile gülümsetir insanı. Elimde hiçbir şey yok lan derken bir gamze olur yerleşir yanağına farkettirmeden. Anlayamazsın ne olduğunu ama için kıpır kıpırdır, tüylerin diken diken. İyi gününde sevinçten kötü gününde hüzünden ağlatır lan en duygusuz adamı bile.

Başta başkan Ünal Aysal olmak üzere hepsine teşekkür ederiz. Biz mağlubiyetlere, kötü sonuçlara üzülmüyorduk. Biz kaybolan ruha, arkadaşlığa üzülüyorduk. Bize bunları verdiniz üzerine bir de liderlik getirdiniz. Yürüyedurun ulan, önünüze çıkanın amına koyayım!

4 Aralık 2011 Pazar

Aydın Yılmaz'ın Olayı Ne?


Aydın Yılmaz diye bir adam var Galatasaray'da. Çok değişik bir adam bu. Bugüne kadar Galatasaray, İBB, Manisaspor ve Eskişehirspor'da oynadı. En az 11-12 iyi hocayla çalıştı. Oynadığı maçların %90'ında berbat oynadı. İyi oynadığı maçlar parmakla sayılır. Mesela Galatasaray'da muhteşem oynadığı bir Maccabi Netanyahu maçı vardır. Sever böyle kalitesiz rakipleri Aydın. Karşısında öyle kötü topçular olur ki tanımayanlar Aydın'ı Messi sanabilir. Ama karşısına çok da kalburüstü olmayan orta seviyede bir topçu bile çıkarsanız Aydın yine asıl Aydın'ı gösterir size. Dün karşısında Beşiktaş'ta tutunamayan, yıllardır orta sıra takımlarda kendine yer bulmaya çalışan Mehmet Sedef vardı. Aydın dün Mehmet'i bir kez bile geçemedi. Mehmet'e kendini Abidal gibi hissettirmiştir muhtemelen. Aydın Yılmaz Gerets, Feldkamp, Skibbe, Rijkaard, Bülent Korkmaz, Hagi, Abdullah Avcı, Giray Bulak gibi hocalarla çalıştı. Şimdi de Fatih Terim'le çalışıyor. Bu hocalar kariyer itibarıyla çok da kötü hocalar değil, hatta çoğu kalburüstü hocalar. Bu kadar hoca da adam edemediyse kim edecek bu çocuğu? Mourinho mu getirelim Aydın için? Yoksa Aydın'ı mı gönderelim Real'e?

Aydın Yılmaz Konyaspor'a bir gol attı yıllar önce. Hala onun ekmeğini yiyor bu adam. Onun jenerasyonundaki birçok topçu vasat takımlarda sürünürken kendisi hala Galatasaray'da ve burdan sıçrama yapmayı geçtim burda kalmak için bile çaba göstermiyor. Bu vurdumduymazlığı kime borçlu bu adam? Nasıl bu kadar kötü durumda olmasına rağmen yıllardır bu takımda? Bu adamın torpili nerden, kimden? Bu fizikle, bu yetersizlikle Galatasaray'da 5 dakika bile durmaması gerekiyor bu adamın. Aydın'a verilen şans kime verildi? Cem Sultan'ın, Özgürcan'ın, Mülayim'in, Cafercan'ın suçu neydi? Lobi yapmamaları mı?

Gençlerbirliği - Galatasaray: 0-1


-- Gençlerbirliği stadda maç öncesi ve devre arasında Pilli Bebek çalmaya başlamış, amirim gelip götürecekmiş gibi hissediyorsun başta..

-- Muslera'nın oyun rakip sahadayken kendi kendine ısınması aşina olmadığımız bir davranış, takdire şayan..

-- Aydın çok çalışıyor ama fiziğin bu kadar yetersizse daha süratli olman lazım, yok süratin bu kadarsa o zaman daha güçlü olman lazım; olmuyor işte uzatmanın manası yok.. Bu haliyle Galatasaray formasıyla değil Gençlerbirliği formasıyla sahada olması lazımdı..

-- Çıplak gözle izleyince Melo'yla Eboue'nin kalitesi göze çarpıyor değil, adeta göze batıyor; o derece..

-- Gökhan Zan tek kelimeyle müthiş, nazar değmesin.. Servet ise hantallaşmış..

-- Fatih Terim'in saha kenarında Atatürk gibi dolaşması güzel geldi bana..

-- Taraftarla Ayhan'ın arasının düzeldiğini görmek de keyif verdi..

-- Sercan Yıldırım bir ara jübile falan yaptı da biz mi kaçırdık..

-- Topla oynuyoruz ama bariz bir şekilde gol pozisyonuna girme eksikliğimiz var. İlk yarıda kaleyi bulan şutumuz yoktu..

-- i love you Melo demiş miydim :)

Related Posts with Thumbnails