Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

24 Mayıs 2011 Salı

Elimizde Avcumuzda Ne Varsa Alıp Döndük, Silkinmenin Vaktidir Artık!

Uzun bir süredir düzenli yazamıyorduk bloga. Bugün itibariyle bu sessizliğimizi bozmaya karar verdik. Aldığımız bazı yorumlar, karşılaştığımız bazı tepkiler bizi blog yazmaktan soğutmuştu açıkçası. Ama bir yerlere gelmek için birilerinin kıçını yalamaktansa "siklememeyi" yeğliyoruz, aklımızdan geçeni klavyemize dökmeye devam edeceğiz. Bir yerlere gelme olayı da o yerlerde bulunmayı hak etmeyenlerin kıçına girsin...

Dönüş yazım Fener'in şampiyonluğuyla ilgili değil, Galatasaray'ın durumuyla ilgili olsun istedim. Galatasaray'ın bugünkü durumunu daha Ağustos 2010'un başında öngörmüş ve yazmıştım. Sağolsun o zaman küfür içeren yorum yapan, adını açıklayamayan yüreksizler bu yazıyı okuyorlarsa ne düşünüyorlar merak ediyorum. Ben miymişim populistlik adına sorunları abartıp Galatasaray'a çamur atan, bir bir çıkmadı mı o yazılardaki satırlar?? Hatırlatmak için Ağustos 2010'da yani 10 ay önce, yani daha bu rezil sezon başlamamışken, takımın başında Rijkaard varken, Misimovic ismi Insua ismi taraftarları heyecanlandırırken yazdığım iki yazıdan iki alıntı yapmak istiyorum:

"Gelelim Özhan Canaydın'a. Rahmetli başkan klübün en kötü döneminde geldi takımın başına. E bu adam iyi adam tamam, ama ekonomiden anlamaz. Düzeltemedi bir türlü vaziyeti. Altı senede hiçbir katkı sağlayamadı klüp mali yapısına. Ama asla çalmadı, sportif olarak oldukça geriye gitsek de boynumuzu hiç bükmedik! Unutmayalım! Sonra ne oldu peki? Sene 2008 olunca klübü Adnan Polat'ın kucağına attı liseliler. Bu adam ekonomiden anlar diye düşündüler. Doğru Adnan Polat ekonomiden iyi anlar. Allah'ı var ekonomiyi çok düzeltti. Yeni stad, Riva, Store'ların düzenlenmesi derken, transferlerden bile para kazanmaya başladı klüp. Aldığım duyumlara göre Adnan Polat'ın babasının bu başkanlık işine şiddetle karşı çıktığını biliyorum. Ama Polat'ın Galatasaray sevgisi ağır bastı ve başkanlığa geldi. Ancak ne yazık ki ekonomide yakaladığı başarıyı sportif anlamda yakalayamadı. Hal böyle olunca kural devreye girecek: Liseli değilsen kalamazsın! Eğer Faruk Süren gibi başarılı olabilseydi onun verdiği güvenceyle kuvvetlenir başkanlığa devam edebilirdi; ama olmadı. Yanından bile geçemedi başarıların ve misyonunu tamamladı. Bir dahaki kongreyi kazanma ihtimali yok artık! Sportif başarıyı yakalayamadığı gibi etrafındaki komisyoncuları da uzaklaştıramadı klüpten. Dediğim gibi liselilerin gelenekleri ve Galatasaray sevgileri önemlidir. Galatasaray'ı kendi çıkarları için kullananları sevmezler. Polat da bu çıkarcıları etrafından uzaklaştıramadığı için, arkasına sığınacağı bir başarısı da olmadığı için çekilmeye mahkümdür.


Biz de Adnan Polat'ı, klübü büyük maddi sıkıntıdan kurtaracak başkan olarak hatırlayacağız. Gönül isterdi ki sportif başarıları da olsun, efsane olsun; çünkü öyle bir kahramandı başkanlıktan önce. Başkan olarak da kahraman olsaydı keşke. Ama olmadı, artık olamaz da! Klübün başarılı günlerine dönebilmesi için liselilerin de desteğini alan bir başkanla yola devam edilmelidir artık. Neticede biz Türk olmayan takımları yenmek için kurulmuş bir klübüz, saçma sapan takımları acaba eleyebilecek miyiz diye düşünmek için kurulan bir klüp değiliz!"

"Eğri oturup doğru konuşmanın vakti geldi artık. Kendimizi kandırmanın manası yok. Adnan Polat 1992'de gerçekleştirdiği devrimi bu kez başaramadı. Bu kez aldığı kararlar ters tepti. Mesela yeni Galatasaray'ın iskeletini kursun diye yoğun eleştirilere rağmen getirdği Kalli o sezonun sonunda "Hakan kalsın, Ümit gitsin" diye rapor vermişti. Ama Polat tam tersini yaptı. Peki ne oldu, Ümit ertesi sezon sıfır çekti! Bu sefer tutturamadı Adnan Polat! Yine de Kalli'yle iyi sayılabilecek bir iskelet oluşturdu; ama ondan sonra gelen Skibbe'ye sabredemedi. 1992'de gösterdiği dirayeti bu kez gösteremedi. Rijkaard çok önemli bir hamleydi, ama kadro istikrarını yakalayamadı bu sefer. Her sene 5-6 futbolcu gönderip, 5-6 transfer yaparak takım olmayacağını biz biliyoruz da Polat ve ekibi bilmiyor mu Allah aşkına? Malesef Polat günü kurtarma politikasına girmiştir artık. Galatasaray gibi köklü bir klüpte bu kabul edilebilir bir şey değildir, Polat ve ekibinin de bir dahaki kongreye kadar ömrünün kaldığı açıktır. Ama dediğim gibi milyonlarca insanın duygularını etkileyen bu takımın iki sene daha kaybetme lüksü var mıdır?.."

İşte o günlerde küfürlü tepkiler almıştı bu yazılar, şimdi ise görüyoruz ki ilk kongreye kadar bile dayanamadı Polat yönetimi ve olağanüstü kongrede yerlerini lise destekli bir yönetime bırakıp gitmek zorunda kaldılar. Bundan sonra da bu şekilde akıl süzgecinden geçirip yorumladığımız, inandığımız her şeyi her konuyu yazmaya devam edeceğiz. Bir kişi bile bizi okuyup takip ediyorsa ona teşekkür ediyoruz..

Geniş geniş okumak isteyenler için işte 1 ağustos 2010 ve 2 ağustos 2010 tarihli yazılar: Polat, Şükür, Şaş, Rijkaard, Arda ve Galatasaraylılık Ruhu!, Galatasaray Gelenekleri ve Adnan Polat!

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails