Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

22 Temmuz 2010 Perşembe

İyi,Kötü,Güzel,Çirkin

Sözde Dostluk Maçı


 Maçı barda alkol ve muhabbet eşliğinde izlediğim için çok kapsamlı şeyler yazamayacağım ama gördüklerimden çıkardığım bir şey varsa o da rezil olduğumuzdur, bir kere daha. Sizin neyinize ulan dostluk maçı? Gelin burda annemizin evinde edin kavganızı, kol kırılsın yen içinde kalsın. Neymiş, Almanya'da gurbetçilerimiz için dostluk maçıymış! O meşale yakanlar, sahaya girenler falan hakediyor mu bunu? Tabi ki ben de isterim memleketinin takımını, tuttuğu takımı aradaki mesafeler nedeniyle izleyemeyenlerin yılda bir de olsa izlemesini ama önce adam gibi maç izlemeyi bilecek. Aynı adam B.Münih-B.Dortmund maçını falan izlerken bu bokları yiyebiliyor mu?

Kimin yendiği kimin yenildiği tabi ki önemli ama ben Rijkaard'ın gençlerle, az forma şansı bulacak olanlarla çıkıp rakibine bu maçın da kendisi için sıradan bir hazırlık maçı olduğunu belli etmesini diliyor ve düşünüyordum. Lakin Rijkaard 1-2 kişi hariç as kadroyla sahaya çıktı ve önemli bir mesajı verme fırsatını kaçırdı. Galatasaray yine her zamanki gibi istekli ve baskılı başladı, bu da maçın başında biz Galatasaraylılara korkmamız gerektiğini gösterdi yine. Çünkü uzun zamandır iyi oynamamıza rağmen kaybediyorduk ve dostluk, hazırlık maçı da olsa Fenerbahçe'ye yenilmek kötüdür.

Fenerbahçe 10 kişi kalmasına rağmen Baroni bir daha atamayacağı bir çalım attı Sarp'a ve 10 yılda bir verebileceği bir ara pasla Andre Santos'u pozisyona soktu. Santos pozisyonu zora sokmasına rağmen Ufuk Ceylan ve Ali Turan'ın hantallığından faydalanıp golü attı. Şimdi hangisine kızalım, hangi birisine! En çok Sarp'a sinirlendim ki geçen seneki ilk Atletico Madrid maçından beridir bitik bir halde ve düzeltmek için hiçbir şey yapmıyor, hala takımda olması geçen seneki 15 maçının hatrınadır. Ufuk Ceylan da kendisine güvenen bu kadar Galatasaraylı'nın güvenini zedeledi, çalışmalı ve tekrardan güvenimizi kazanmalı. Söylenilenlere bakılırsa zor olacak bu ama yine de bir şansı hakediyor çünkü çok genç. Umuyoruz ki barlardan çıkıp sahada konuşmaya başlar.

Selçuk Şahin kendi kuyusunu kazdı resmen. Galatasaray maçı oynanıyor, bir gol atıp en az 3 yıl daha takımda kalma şansı var ve kendisi gidip hakeme çelme takıyor. Bünyamin, Selçuk falan olsa bir şey demezdi de Alman hakeme çatınca yedi kırmızıyı. Hangi mantıkla, hangi psikolojiyle yaptı bilmiyorum ama yaptığı şey mallığın daniskasıdır. Kaptanı küçük Emre'den öğrenmiş olmalı böyle pislikleri, ya da savunmadaki kuyu kazıcıdan. Ama onlar akıllı Selçuk senin gibi mal değiller, çaktırmadan yapıyor onlar. Hakemi takdir ettim de neden direk kırmızı kart göstermediğini merak ediyorum. Ayhan'ın Alex'e yaptığı faul sonrası sahada dostluğun gereklilikleri tam olarak yerine geldi. Bilica geldi küfür etti, Arda-Sabri A.Ş gelip olay çıkardı, Stoch bir pozisyon sonra gelip Arda'ya tekme attı falan. Biliyorduk bizim dostluk maçımızın ancak böyle olabileceğini de Lugano,küçük Emre, Emre Aşık, genç Semih falan yoktu keyfi çıkmadı kavgaların.

Sonuç olarak hepimiz kaybettik, Alman Federasyonu ve Mönchen Gladbach kulübünün misafirperverliğine yine en boktan cevabımızı verdik. Federasyonun gönderdiği hakeme çelme taktık, hakkında konuştuk. Stadını tahsis eden takımın stadına zarar verdik, meşalelerimizi yaktık yine. Saha içinde de kavga ederek gösterdik tüm dünyaya yüzümüzü. 3-5 kuruş para kazandı kulüplerimiz, çok mutlulardır şimdi!

Maçın İyi ve Güzelleri : Santos'un golü, Serdar Özkan'ın oyunu, Arda'nın oyunu ve frikikleri, Stoch'un çalışkanlığı

Maçın Kötü ve Çirkinleri : Selçuk ve çelmesi, Bilica ve pislikleri, Ayhan ve gereksiz siniri, Sabri ve Arda'nın küfürleri, stada giren ve meşale yakan Fenerbahçe taraftarları

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails