Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

28 Kasım 2009 Cumartesi

Bursaspor-1 Galatasaray-0 /Bayram Mı?



Öncelikle ara ara çirkeflik yapsalar da Bursaspor'u kutluyorum. Muhteşem oynadılar. Özellikle Ergic-Krita-Zapotocny muhteşemdi. Ivankov işini yaptı. E zaten sahada 4 yabancısı vardı Bursaspor'un ve hepsi çok iyiydi. Yabancı tercihleri ne kadar önemli değil mi? Bursaspor sahaya 4-2-3-1 gibi bir dizilimle çıkmıştı. Sağbekte defansif yönü kuvvetli Tuna vardı ki Volkan Şen'in arkasında böyle birinin oynaması lazımdı zaten. Stoperde istikrar abideleri Ömer-Zapo vardı,hata yapmadılar. Solbekte Mustafa Keçeli -ki en zayıf halka olduğunu düşünüyordum- açık vermedi ne Keita'ya,ne Arda'ya ne de Kewell'a. Sabri çıktığı zaman biraz zorladı o kadar. Ozan İpek de sık sık yardım etti defansa,hatta ofanstan çok orda gözüktü. Krita-Ergic ikilisi maç boyu Topal-Sarp-Barış üçlüsüne üstünlük sağladılar,hem de açık ara. Krita her topa müdahale etti. Ergic de hızlı atağa çıkardı takımını. Muhteşem bir de şut attı ki gol olsa gerçekten alkışlayabilirdim. Ergic'i çok beğendim,getirenlere helal olsun. 3'lünün solunda Ozan İpek,sağında Volkan Şen,ortada da Sercan vardı fakat Sercan sola çok sık kaçtı,Ozan da ortaya. Sercan savunmayı çok iyi dağıttı ama Galatasaray'la transfer konusunda flörtünden midir nedir son hamlelerde hep kötüydü. Ozan İpek çok iyi savunma yaptı. Volkan Şen ilk yarı ıslıklanırken,maçın kahramanı oldu birdenbire. Attığı golde vuruşu mükemmeldi,topun önüne düşmesi şansıydı. Volkan bencilliği bırakırsa çok daha büyük takımlarda rahatça oynayabilecek kapasitede. Turgay ilerde tekti ve çok rahatsız etti Servet-Gökhan ikilisini,hatta ara ara Hakan Balta'yı. Sonradan giren Batalla çok güzel bi şut attı ki Türkiye'de çok az kişi atabilir o şutu. Leo Franco yine öndeydi ve son anda çıkardı. Ertuğrul Hoca takımı çok iyi hazırlamış maça fakat keşke Galatasaray'ın üstüne gidip farkı arttıracak kadar cesur olsaydı.

Bursaspor maçı sonuna kadar haketti. Aksini söyleyen taş kesilir. Fakat hakem arkadaşa değinmeden geçemeyecem. Blogun okuyucuları bilir,hakem hakkında pek konuşmayız. Fakat bugün gerçekten Halis Özkahya'nın iyi niyetine inanmadım. Her hareketinde bir artniyet,her çaldığında bir sonrayı düşünme vardı. Maçı 0'a bağlamak ister gibiydi.Golden önce çalmadığı Galatasaray lehine faullere bakın,bir de gol sonrası çaldığı saçma sapan faullere bakın. Her pozisyonda itekleyen,topuğa vuran Tuna ve Mustafa Keçeli'ye maçın sonlarına kadar faul bile çalmadı. Kewell'ı ve Arda'yı delirtti resmen. Fakat 65'ten sonra normalde çalınmayacakları bile çalmaya başladı. Ayrıca son pozisyonda Ozan İpek'i atmayacaktı ki Neeskens tepki gösterince mecbur kaldı. Yoksa elinde sarı kartla koşuyordu olay yerine. Olay çıkınca sarı kartta elde kalmasın bari diye Sabri'ye gösterdi,Ozan İpek'i de Neeskens'e saygıdan attı.



Galatasaray'a geleyim yavaş yavaş ki hiç istemiyorum bunu. Ortada rezil bir futbol var ve bunda payı olmayan tek isim Leo Franco ki o da hiçbir şey yapmayarak ortak aslında. Maç kurtarmasını beklemek hayal oldu bari kolay topları al Leo. Atletico Madridim kurtuldu bu adamdan darısı Galatasarayımın başına. Servet-Zan-Balta üçlüsünü topla,bugün Zapotocny kadar mücadele bulamazsın. 3'ünün toplam inanmışlığından,hırsından fazla inanmıştı "gavur" haliyle Zapo. Amansızdı resmen ki bu bizim milli oyuncularımıza özgü bi özellik değil mi? Pardon bizimkilerin amansızlıktan anladığı "beyinsiz ol"... Hakan Balta sigarayla yakalandığı günden beri berbat durumda ki bu hiç alışık olduğumuz bi durum değil. Kendine çok acil çekidüzen vermezse formayı Caner'e kaptıracak. Servet top alıp çıkardı,hala yapıyor bi de ona ekürisi Gökhan Zan eklendi. Gören de birini Pique birini Puyol sanacak. Ertuğrul 1-0'a yatmasa fark atabilirlerdi şu savunma varken. Ortadaki 3 çapaya ayrı paragraf açacam. Arda,Kewell,Keita üçlüsünü bu kadar etkisiz göreceğim aklıma gelmezdi. Özellikle Kewell ve Keita'ya güveniyordum bugün. 4 maçtır formasından ayrı olan Keita patlar diyordum ki elimizde patladı. Attığı muhteşem şut hariç sahada yoktu ki hiçbiri yoktu sahada. Arda sürekli 3 kişinin arasına daldı,sürekli topun sahibi gibi davrandı. Hasan Şaş'tan kurtulduk bu çıktı başımıza şimdi de!!! Umarım bu 3'lüyü bi daha böyle kötü görmeyiz.



Muhteşem 3'lümüz. Orta sahada 3 defansif özellikleri fazla ayrıca topla da az çok oynayabilen adamla oynayınca top genelde bizde kalacak sanıyordum. Hani pres yaparlar,sonra da yan paslar falan.Meğer bunlar sadece yan pas yapıyormuş,e pres yapmayınca topu da kapamadık yan pas da yapamadık.Mustafa Sarp kötünün iyisiydi diğerleri berbattı. Özellikle Topal'ı hiç beğenmedim bugün. Barış da topu kapıp hemen geri sayısında rekor kırmış olabilir zira ben sayamadım!

Takım o kadar kötüydü ki Sabri takımın en iyisiydi çok da iyi oynamamasına rağmen. İlk 30 dakika o da saçmaladı ki Neeskens de çok kızdı bu sürede ona. Ben özellikle bi pozisyona takıldım. 30.dakikada Galatasaray ilk defa Bursa'yı ceza sahasına sıkıştırmış,topu çeviriyorlar,Bursa iyice yaslandı. Ta ki Topal topu ters tarafa,yani Sabri'ye atana kadar. Orada ne yapıldığını bilincine varamayan Sabri sanki yıllardır bunu becerebilmiş gibi havadan gelen topa ayak içiyle gelişine orta yapmaya çalıştı. Tabi ki sonuç muamma,tribünlerde toptan kaçmaya çalışan insanlar. Neeskens orda tam deliye döndü,Sabri de ordan sonra akıllandı. Sabri mental özelliklerini de tamamlıyor galiba derken düşünmeden yapılan bu hareket anlamsız geldi bana! Ama maçın gerisinde Galatasaray'ın tek iyisiydi,hakkını vermek lazım.


Johann Neeskens takımın başında tek başınaydı bu sefer. Oyuna müdahalede geç kaldı ki Rijkaard da olsa aynı şeyleri yapardı bence. İlk yarı boyunca tek pozisyonumuz Keita'nın çektiği inanılmaz şuttu o da ne kadar pozisyon sayılırsa. Arda'dan tek forvet olmayacağı ilk yarı sonunda da anlaşılmıştı ki bugün Arda'dan hiçbir şey olmayacağı da anlaşılmıştı ilk yarı sonunda. 2.yarıya Elano ve Nonda'yla başlamasını beklerdim hocadan ama olmadı.

Neeskens'i çok seviyorum.İlk geldiğinde sadece saygı duyuyordum ki saygı duymak zorundayım,kariyeri belli. Ama önce oğlunu altyapımıza getirerek kazandığı sempatiyi,sevgiyi bugün oyuncusu için gerekirse kavga bile edebileceğini göstererek katladı. Ozan İpek gibi genç bir oyuncunun ona karşılık vermesi üzücüydü ve yakışmadı açıkçası. Kariyerini,adamlığını geçtim yaşına hürmeten Ozan'dan özür beklerdim fakat seyircinin gazına geldi ve kırmızı kartı da görüp kendini yaktı!


Ve maçın en güzel enstantanesi. Volkan Şen muhteşem bir gol attı,Ergic müthiş bir şut çıkardı,Batalla çok güzel bir aşırtma denedi,Keita bir füze yolladı ama bu hareket hepsini solladı. Maçtan önce rüyasında gol atacağını gördüğünü söyleyen kulüp müdürü Osman Nuri Biçer'in elini öperek bir anlamda çifte bayramını kutladı Volkan Şen. Çok güzel bir görüntüydü. Tebrikler Volkan...

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails