Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

6 Şubat 2010 Cumartesi

Polat vs. Cansun!


2001-02 sezonu hala "Fleurquin'lerle şampiyon olduk" diye anlatılır, meşhurdur. Hakikaten de ikinci sınıf toplama futbolcularla şampiyon olmayı bir yana bırakın, şampiyonlar liginde çeyrek finali son maçta kaçırmıştık o sene.

O sezonun Galatasaray tarihi açısından bir diğer önemi hep unutulur ama. 2001-02 sezonu Galatasaray tarihinin en kısa yönetimde kalan başkan ve yönetim kurulunun görevde olduğu senedir. Mehmet Cansun ve ekibi sadece sekiz ay görevde kaldıktan sonra olağan genel kurulda Özhan Canaydın'a kaybederek kulüp tarihinin en kısa süre görevde kalan yönetimi olarak tarihe geçtiler. Bu sekiz ayda yaptıkları ise hala övünülerek anlatılır Galatasaray taraftarı tarafından..

O sene resmen baştan bir takım yaratıldı. Mondragon, Perez, Victoria, Fleurquin, Ayhan, Sergen, Berkant, Ümit Karan transfer edilip; Taffarel, Popescu, Ahmet Yıldırım, Ümit Davala, Emre, Okan, Jardel ve sonraları da Hakan Ünsal takımdan gönderildi/kendileri kaçtı.

O günlerde takımın içinde bulunduğu ekonomik durum; ancak bu ölçüde transferlere izin veriyordu. Cansun yönetiminin elinde şimdiki imkanlar olsaydı onlar da böyle ses getiren transfer yapabilirler miydi bilmem. Ama o yönetimle bu yönetim arasındaki en önemli farkı söyleyebilirim. Cansun döneminde takım üç kulvarda da yola devam edeceğinin sinyalini verdiğinde, forvet hattı sakatlıklarla boğuşuyordu. Aynı bugünkü gibi değil mi? Tabi o zaman, şimdiki imkanlar olmadığından alınan futbolcu "Jo" ayarında olmamıştı, mütevazi ama fayda sağlayan, biraz da Lucescu kontenjanından "Radu Niculescu" gelmişti. Ama üç kulvarda iddialı mücadele etmek kolay değil. Bunun yanına bir transfer daha gerekirdi. O yönetim gidip de bu transferi zaten formda olan Hasan Şaş'ın yerine yapmadı tabiki gitti ne olur ne olmaz elde bulunsun diyerek Bursaspor'dan Murat Sözkesen'i de sezon sonuna kadar kiraladı. Ve gerçekten o Murat Sözkesen önemli bir virajda, Diyarbakırspor karşısında galibiyet golünü atarak (maç 1-0 bitmişti zaten) önemli bir haftada takımın liderliği kaybetmemesini sağladı..

Şimdi bakıyoruz. Takım yine üç kulvarda iddialı mücadele ediyor ve yine forvet hattında sıkıntı var. O bölgeye ilk transfer Jo oluyor, takdir ediyoruz. Gerçekten takıma bir şeyler verebilecek bir futbolcu, Avrupa'da oynayamayacak ama olsun diyoruz, zaten Haldun Üstünel de ikinci transfer olacağının müjdesini veriyor. Tamam diyoruz zaten bir oyuncu daha alacakmışız varsın Jo, Avrupa'da oynamasın.. Ama o da ne bir bakıyoruz ki ikinci transfer santrafor mevkisine değil de zaten formda olan Keita'nın mevkisine yapılıyor. Haydi zorlarsan sol kanatta oynar ama orada da normal şartlar altında Arda var değil mi? E nereye peki bu transfer. Tamam diyoruz yine de genç futbolcudur, belki bir patlama yapar Galatasaray'da, bir tane de içerden transfer olur artık diyoruz.. Bir bakıyoruz ki ara transfer süresi geçmiş ama ne gelen var ne giden. Ne yani bir Murat Sözkesen daha bulamadık mı bu ligden? E şimdi Jo sakatlandı işte, bugnde de önemli bir viraja çıkacağız Kayserispor karşısında. Ve bugünler için düşünülüp transfer edilmiş bir Murat Sözkesen'imiz yok bu defa.. Tamam Sercan Yıldırım için anasının nikahını istiyor bu sefer Bursaspor, e abicim daha mütevazı, hani Jo sakatlandığında en azından ligde güvenebileceğin bir adam yok mu başka. Gençlerbirliği'ne iki futbolcuyu bedelsiz göndermişsin bir Mustafa Pektemek'i getiremiyor musun yerli forvet olarak? Veya kadrosu batan geminin mallarına dönen Sivasspor'dan Mehmet Yıldız'ı getiremiyor musun yine yerli forvet olarak? E öyle yaparsan takımdan resmen kovduğun yerli forvet Necati de gelir 90'dan örümcek ağlarını alır senin, bugün de santraforsuz çıkarsın Kayseri'nin karşısına..

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails